Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rusya’nın doğalgazı keseceğini bildirmesi üzerine Avrupa’da var olan enerji krizi tekrar gündeme geldi. Ülkeler bu durum karşısında ne gibi önlemler alabileceğini tartışırken Yeditepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Sevencan, enerji krizi ile döngüsel ekonomi kavramının hayatımıza daha çok dâhil olup yavaş yavaş ekonominin kendisi olacağını vurguladı. Dr. Öğr. Üyesi Sevencan, “Ekonomi kısıtlı kaynakların en verimli şekilde kullanılmasıdır ve kısıtlı kaynaklarımızın sonuna geldik. Durum, bizim gibi enerji ithalatçısı ülkeler için çok daha elzem” dedi.
Son 20 yılda döngüsel ekonomi kavramının yavaş yavaş yükselişe geçtiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Sevencan, döngüsel ekonominin prensibinde atık üretilmesin, üretilirse de geri kazandırılsın fikrinin yattığını söyledi. Sevencan, döngüsel ekonominin özellikle global firmalarca benimsendiğini belirterek “Yaşadığımız enerji krizinden sonra zaten buna mecbur kaldık. Artık sosyal sorumluluk değil, günümüzün elzem ihtiyacı haline geldi. Yeni kaynaklar bulmalıyız. Avrupa eski kaynakları tükettiğimizin ya da birisinin canı sıkılınca gazımızı kesebileceğinin farkında” ifadelerini kullandı.
“Geri Dönüşümün Kendisi Maliyetli ve Çevreye Zararlı”
Geri dönüşümün döngüsel ekonominin en az istenilen bir parçası haline geldiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Sevencan, “Günümüz ekonomisinde bir ürünü üretmek için hammaddeyi alıyoruz, ürünü üretiyoruz ardından o ürünü kullanıyor ve atıyoruz. Attığımız ürünün de ne olduğu ile pek ilgilenmiyoruz. Döngüsel ekonomide ise tam tersi bir mantık var; yine kaynağı kullanıyor ve üretiyoruz, ürettiğimiz ürün faydalı ömrü tamamladığında da atık olmayarak ekonomiye geri kazandırılıyor. Döngüsel ekonomide ürünü atığa dönüşmeyecek şekilde üretme ve atık dediğimiz şeyin tekrar ekonomiye kazandırılması mantığı yatıyor. Daha ürünü tasarlarken geri dönüştürülecek şekilde üretme söz konusu. Geri dönüşüm, döngüsel ekonominin bir parçası ama en az istenilen bir parçası çünkü geri dönüşümün kendisi maliyetli ve çevreye zararlı” şeklinde konuştu.
“Avrupa’da Bir Panik Dalgası Hâkim”
Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Sevencan, Rusya-Ukrayna savaşından sonra Avrupa’da ortaya çıkan enerji krizi ile birlikte ülkelerin döngüsel ekonomiye daha çok ihtiyaç duyacağını vurgulayarak, “Hepimizin şahit olduğu Ukrayna-Rusya savaşından sonra Rusya doğalgazı keseceğini açıkladı. Dolayısıyla Avrupa’da bir panik dalgası hâkim, insanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumda, hükümetler de belli politikalar açıklıyor. Bu politikaların içinde bazı teşvikler vermek var. Diğer taraftan da fosil enerjinin rakibi olan rüzgar enerjisinin birim fiyatı inanılmaz arttı. Fosil enerjiyi bulamadığınız zaman rüzgar enerjisine talep artıyor, bu durum fiyatların artışına sebep oluyor. Bir piyasada kar marjı artarsa oraya yeni firma gelir. Biz buradan, büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde Avrupa’da çok fazla alternatif yenilenebilir enerji kaynağı için hem yatırım yapılacağını hem de pazar açılacağını çıkartabiliriz” dedi.
“Enerjiyi Başka Bir Yerden Üretmeliyiz, Ürettiğimiz Ürünü Başka Şekilde Pazarlamalıyız”
Döngüsel ekonominin nasıl gerçekleştiğine dair de açıklamalarda bulunan Sevencan şöyle konuştu:
“Döngüsel ekonominin prensibinde atık üretmeyelim, üretirsek de geri kazandıralım fikri yatıyor. Bir tartışma diyor ki; kimi durumlarda enerjinin yüzde 15 kadarı plastik üretimine harcanıyor. Avrupa da biz plastiği her seferinde üretmeyelim, tekrar kullanalım diyor. Belki de bir iki yıl içinde plastik şişeden vazgeçilebilir. Bu da döngüsel ekonominin tamamen bir parçası. Bugün ayrı bir şeymiş gibi konuştuğumuz döngüsel ekonomi, ekonominin kendisi olmaya başlayacak, hayatımızın daha büyük bir parçası olacak çünkü ekonomi kısıtlı kaynakların en verimli şekilde kullanılmasıdır ve kısıtlı kaynaklarımızın sonuna geldik. Durum, bizim gibi enerji ithalatçısı ülkeler için çok daha elzem. Bugün ayrı bir şeymiş gibi konuştuğumuz döngüsel ekonomi, ekonominin kendisi olmaya başlayacak. Dolayısıyla o kıymetli enerjiyi başka bir yerden üretmeliyiz, ürettiğimiz ürünü başka şekilde pazarlamalıyız. Satmak değil belki kiralamak olabilir. Örneğin, koltuk satın almayacağız koltuğu kiralayacağız. Amsterdam havaalanında ampul satın almıyorlar, aydınlatma hizmetini satın alıyorlar. Çünkü eğer bir hizmeti servis olarak satarsanız daha dayanıklı ürün kullanırsınız.”
“Türkiye’ye de Yansıması Olacak”
Türkiye’nin de bu ekonomi modeline ihtiyacı olduğunu belirten Sevencan, “Kanada’da çok zehirli bir gaz olan etenol fabrikasının yanına domates serası kurup bacadan serayı besliyorlar. Domatesin büyümesi için karbondioksit ve ısı lazım. Bizde bu tarz tarım üretimi neden olmasın. Ki biz şu an tarıma çok muhtacız, su kaynaklarımızın çoğunu tarım için harcıyoruz. Çöplerimizi kompos olarak atamıyoruz. Çöplerimizi kompos olarak, gıda atıklarını gübre olabilecek şekilde ayrıştırıyor olabilmemiz lazım. Tüm bunları yapmaya bir yerden başladık ama toplumsal bilincin de bu anlamda artması lazım. Firmalarda bu bilinç çok daha hızlı arttı, özellikle global firmalarda. Türkiye’ye de yansıması olacak” diye konuştu.
“Döngüsel Ekonomi Pratiğine Ulaşan Birçok Global Şirket Ne Kadar Kar Ettiklerini Görmeye Başladı”
Sevencan son olarak global şirketlerin döngüsel ekonomi ile büyük karlar elde ettiğinin altını çizerek aşağıdaki açıklamalarda bulundu:
“Önceden şirketler sürdürülebilirlik için ne yapmamız gerekiyor diye düşünüyorlardı. Şimdi döngüsel ekonomi pratiğine ulaşan birçok global şirket ne kadar kar ettiklerini görmeye başladı. Mesela bir araç firması kaynak tüketimini yüzde 70 azalttı ve Avrupa birincisi oldu. Pandemi döneminde bir yılda 40 milyon Euro kar açıklaması yaptığını açıkladı. Bu ekstradan elde ettiği kar. Dolayısıyla firma için aslolan elde ettiği kardır. Döngüsel ekonomi ile de bunun kapısı açılmış oluyor. Daha az kaynakla daha karlı üretim yapmış oluyor ya da pazarlama modeli sunmuş oluyor.”