Şiir, roman, hikâye ve anı gibi pek çok edebî türde eserler ortaya koyan Abdullah Erol Göksu, sıradan bir kurgunun dışına çıkarak, duygularla işlenen ve anlamını içerisinde barındıran yapıtlar vermeye özen gösteriyor. Sevgiyi, iyiliği ve dürüstlüğü ön planda tutan Göksu, “Bir Yürek Yarası” romanında da özlemin, engellerin ve hüznün kıskacından çıkan bir aşkı okurlarının beğenisine sunuyor.
A. Erol Göksu’nun kaleme aldığı “Bir Yürek Yarası” romanı, İstanbul’da geçen bir aşk hikâyesini konu ediyor. Denizin ve gökyüzünün maviliğinden aşkın sonsuzluğuna uzanan romanda, yürekte yanan aşk ateşi Göksu’nun titizlikle gerçekleştirdiği kelime seçimleriyle anlatılıyor. Ruha serinlik veren bir manzara seyri sunan “Bir Yürek Yarası”nda boşluk, yok oluş ve sınırsızlık kavramlarıyla aşkın bitmeyen sızısına da yeni bir bakış getiriliyor.
“Bir Yürek Yarası”, İnsanın İç Dünyasındaki Kapıları Aralıyor
Okurlarından, yazılan en duygusal aşk romanı övgüsünü alan “Bir Yürek Yarası”, Leyla ve Mecnun’un bastığı izlere basarak, onların yolundan ilerleyenleri bir kez de yazar Göksu’nun kaleminden yansıtıyor. Aşkın derinliklerinde kaybolan insanın, kendi iç dünyasını sorgulamasını ele alan A. Erol Göksu varlık ve yokluğa, ölüm ve ölüm ötesine dair sorularla da romanına felsefik bir boyut kazandırıyor.