Kadınlar bugüne dek masallarda erkeklere muhtaç hâlleriyle resmedilirken, Sema Çeker’in kaleme aldığı “Masal Kadın”da bu durum birdenbire alt üst ediliyor. Kadının gerçek değerini anlatmak üzere yazılan masallardan oluşan “Masal Kadın”, İnkılâp Kitabevi imzasıyla okurlarının beğenisine sunuluyor.
İnkılâp Kitabevi, kadının geçmişten günümüze, mitlerden masallara toplumdaki yerine atıfta bulunan bir kitapla okurlarının karşısına çıkarken, Sema Çeker’in ilk kitabı “Masal Kadın”, okurunu yüzyıllar öncesinin büyülü atmosferine davet ediyor. Başarılı bir tiyatrocu ve hikâye anlatıcısı olan Sema Çeker’in hayallerinin ürünü olan “Masal Kadın” olağanüstü kurgusu ve sıra dışı anlatımıyla edebiyatseverlerin karşısına çıkıyor.
“Masal Kadın”ın masalları bizim bildiğimiz, kadınların hor görüldüğü ya da arka planda bırakıldığı masallardan değil, baştan yazılan ve kadının hak ettiği değeri öne çıkaran masallardan oluşuyor. Sema Çeker’in kaleminden çıkan tüm bu masallar ve mitlerin bugüne kadar, “Kadınlar masallarda hep öpülüyor, eziliyor” diyenlere kaynaklık edip, ilham olması bekleniyor.
Yüzyıllardır Türk kültür ve edebiyatının önemli bir temsilcisi olan masallar, “Masal Kadın”da kavuştuğu yeni biçimleriyle okurlarının beğenisini kazanmayı bekliyor. Bazen devler ülkesinde, bazen büyücüler diyarında ya da altın kaplamalı saraylarda maceradan maceraya koşan kadınlar, bu yeni hâlleriyle edebiyat okurlarına bambaşka bir evrenin kapılarını açıyor.
Arka Kapak Yazısı
Bir varmış bir yokmuş…
Oyuncu, eğitmen ve hikâye anlatıcısı Sema Çeker’in kalbine; asırlardır süregelen masal kalıplarında arka planda ve güçsüz olarak resmedilen “kadın” karakterlerin hikâyelerini yeniden yazma ateşi düşmüş! Bu masallar, ataerkil toplum yapısının dayattığı normlar sebebiyle kendi kabuğuna çekilen kadınların, bir kelebek misali kozasından kurtulup özgürleşmesini anlatmış. Bu kadınlar cesaret ve azimleriyle, savaşçı karakterleriyle, özgüvenleriyle, güçlü maneviyatlarıyla aslında hepimizin içindeki o kıvılcımın temsili imiş! Haydi gelin, hep birlikte alt edelim canavarları, üç başlı ejderhaları, kötü kalpli büyücüleri, zalim padişahların zorbalıklarını ve zorla öpmeye çalışan çirkin kurbağaları…
Sema Çeker’in ilk kitabı Masal Kadın’ın her dizesinde, aştığımız her engelle birlikte içimizdeki bilge ve vahşi kadına vurduğumuz kilitlerden birinin açılmasına izin verelim.
“Unutmayın, masallar çocukları uyutur, büyükleri uyandırır!”
Özgeçmiş / Sema Çeker
Kumpir patatesi büyüklüğünde bir şehirde erken gelen karın etrafı beyaza boyadığı bir günün gecesiydi. Anne ve babası çıtır çıtır kıvılcımlar çıkararak yanan sobanın yanındaki divanda uykuya hazırlandılar. Harika her çiftin yaptığı gibi birbirlerine iyi geceler öpücüğü verip sarıldılar. Fakat aşk perisi etraflarında dolanıyordu ve sihirli değneğini sallayıverdi. O anda kibritle kavın buluşması gibi bir alev ikisini de sardı. Kısa bir süre sonra kendisine benzeyen milyonlarca arkadaşıyla kendini şelaleden atılmışçasına yerde buldu. Bu onun ilk şokuydu. Diğer arkadaşlarının bir kısmı şoku erken atlatmayı başarmış bitiş çizgisine doğru ilerliyordu. Bazıları erken pes edip düşüyor, bazıları yolun yarısında kendini bırakıyordu. Bu yarışı sadece bir kişinin kazanacağının bilgisi gökyüzünde kendisine verilmişti ve hemen hatırladığı gibi koşmaya başladı. Uzun zamandır gökyüzünden aşağıyı izliyor ve dünyaya gelebilmek için hayaller kuruyordu. Bu yarışı kazanmak zorundaydı ve nefesi kesilene kadar koştu. Bazı rakipleri hile yapıp ona çelme taktı, bazılarıysa omuz atmaya çalıştı ama o düşmedi. Tüm gücüyle koştu koştu ve gücünün bittiği yerde kendini bıraktı. Nefesi normale döndüğünde, kafasını kaldırıp etrafına baktığında anladı; ilk yarışını kazanmıştı. Artık dokuz aylık rahat bir uykuya yatabilirdi. İşte dünyaya gelişi aynen böyle oldu. Anne ve babası kucaklarına aldıklarında küçük kızlarını, onun yüzünde sonsuzluğu gördüler. Babaannesi, “Talihi de sevgisi de sonsuz olsun” deyip Sema ismini koydu küçük kıza. Bir hayalperest olarak geldiği dünyayı keşfedebilmek için hemen büyümek istedi Sema. Yapmak istediği çok şey, görmek istediği çok yer vardı. Cesurdu, gün geçtikçe güzelleşiyordu, meraklıydı, hevesliydi, sevgi dolu ve merhametliydi. Büyüdü. Harika bir kadına dönüştü. Büyük maceralara atıldı. Ejderhalarla savaştı, bilinmez diyarlara ulaştı. Bazen kayboldu bazen yolda çıkan bir dostla birlikte doğru yönü buldu.
Şimdilerde bir oyuncu, eğitmen ve hikâye anlatıcısı olarak hayatına devam ediyor. İki harika kediye, muhteşem dostlara, şükür sebebi bir aileye sahip.
Künye
Tür: Roman
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Saliha Ulusoy
İlk Okuma: Beril Erbil
Kapak Tasarımı ve Çizim: Gilas Coşkun
Sayfa Tasarım: Aslı Varol
Sayfa Sayısı: 236