in , ,

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçemeyiz

Tuba Torun

Merzifon Belediyesi tarafından bu yıl 5.’si düzenlenen Merzifon Kitap Fuarı

Merzifon Belediyesi tarafından bu yıl 5.’si düzenlenen Merzifon Kitap Fuarı, kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor. Fuarda bugün „Kadınların Mücadele Üçgeni: Şiddet, Hukuk, Hayat“ konulu söyleşi gerçekleşti. Avukat Tuba Torun, Gazeteci Sibel Hürtaş ve Yazar Ayşen Şahin, konuşmalarında kadınların katmanlı bir şiddet sarmalının içinde olduğunu vurguladı. Avukat Torun, yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaptı.

14 Mayıs’ta başlayan fuar, 22 Mayıs’a kadar devam edecek. 200’ün üzerinde şair, yazar ve gazetecinin katılacağı fuarda söyleşiler, şiir dinletileri, gösteriler ve imza günleri gibi etkinlikler düzenleniyor.

Fuarın dördüncü gününde insan hakları savunucusu Avukat Tuba Torun, Gazeteci Sibel Hürtaş ve Yazar Ayşen Şahin ‘Kadınların Mücadele Üçgeni: Şiddet, Hukuk, Hayat’ konulu söyleşide okuyucuyla bir araya geldi.

Toplantıda ilk konuşmayı yapan Avukat Tuba Torun, kadınlara yönelik sorunların çok etmeni olduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddetin politik olduğunu vurgulayan Torun, “Bu toplantıda erkeklerin çoğunlukta olması açıkçası beni sevindirdi. Sorunlarımızı tamda erkeklere ve siyasetçilere anlatmak istiyoruz. Siyaset, çalışma, eğitim, şiddet. Karmaşık etmenlere sahip birçok alanda sorunlar var. En temellerinden biri politika. Kadına yönelik şiddet politiktir. Uygulanan politikalar şiddetin sebebi. Çözümde politik. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçemeyiz. O sözleşme hangi düşünceden olursa olsun savunuluyor. Çünkü artık şiddet vakalarıyla karşılaşmak istemiyoruz” dedi.

“KAVRAMLARLA OYNUYORLAR”

Yerel yönetimlerin merkezi yönetimden daha önemli olduğunu düşündüğünü kaydeden Torun şöyle devam etti: “Verilerle ilgili bizim elde ettiğimiz rakamlarla devletin verdiği rakamlar sürekli farklı. Geçek verilere hiçbir şekilde ulaşamıyoruz. Veri tuttuğu için kapatma davası açıldı. Çok komik sebeplerle kapatmaya çalışıyorlar. Bu süreçte toplumsal eşitlik kavramıyla oynuyorlar. Adalet esnektir yanında eşitlik ve özgürlük kavramaları olunca anlam taşır. Bizim adaletimiz bütün insanların hiçbir ayrım görmeksizin eşit muamele görmesidir. Ben inanıyorum. Ama tabi bir enkaz var.”

30 KADIN, FARKLI HİKAYELER

“Ümitsiz olmamız gereken bir tablo ile karşı karşıyayız” diyen Gazeteci Sibel Hürtaş da kadın cinayetlerinin devam ettiğini kaydetti. Hürtaş “Erkekler kadınları öldürüyor ama kadınlarda erkekleri öldürüyor deniyordu. Bende erkekleri öldüren 30 kadınla konuştum çok farklı hikayelerle karşılaştım. Ekonomik ve eğitim durumları benzerdi. Ortak noktası kadınlar şiddet gördüğü ve bu şiddetten kurtulmak için gerçekleştirdiği cinayetler. O kadar psikolojik şiddetle karşılamışlar ki bunu normal olarak görmeye başlanmışlar. Ekonomik şiddete maruz kalıyorlar. Psikolojik ve fiziksel olarak şiddete maruz kalıyor. Bu şiddettin örneklerini inanın burada anlatamam. Bir kadın gördüğü fiziksel şiddeti söyle ifade etmişti: ‘Bir kurdun dişine sıkışmış gibiydim’ dedi. Bir kadın Afyon’da tarım işçisi. ‘İşim biterdi ama ben tarlada beklerdim. Işık kapansın öyle giderdim’ dedi. Bir gün kendini korumak isterken bir cinayetin faili oldu” diye anlattı.

“KADINLAR CİNSEL ŞİDDETİ ANLATAMIYOR”

Cinsel şiddeti kadınların kesinlikle anlatamadıklarını ve kadınların eşleri tarafından başka erkeklerle beraber olmaya zorlanmasına yönelik çok vakanın bulunduğunu ifade eden Hürtaş, “Kadınlar bunu kabul etmemek ve kendini korumak isterken cinayet işliyor fakat mahkemede bunu anlatamıyor. Neden anlatmadığı sorduğum bir kadın ‘4 tane çocuğum var anlatamazdım’ dedi. Kadınlar şiddet sarmalının içindeler. Bu şiddette kurtulmak için cinayetin faili oluyorlar ve bunu ifade edemedikleri için çok uzun yıllar ceza evinde kalıyorlar. Ya hapiste büyüyen çocuklardan ya da anneye düşman olan çocuklarda dramın parçası” dedi.

“TOPLUMSAL ROLLER KADINI MAĞDUR EDİYOR”

Toplumun biçtiği rollerin kadını mağdur ettiğini belirten Yazar Ayşen Şahin ise İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların ayrımcılığa uğramasını engelleyen bir uygulama olduğunu söyledi. Bir insanın hak talep etmesi için mağdur olmasına gerek olmadığını belirten Şahin, “Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamak ne demek. Toplumun biçtiği roller kadınları mağdur ediyor. Gerçek eşitlik için kadınların oğullarını doğru yetiştirilmesi gerektiği sözü bile bir paradoks. Erkeklerin yetiştirmede rolü yok mu. Çocuk sadece kadının sorumluluğunda mı? Aile toplumun bize verdiği bir görev mi, vazife mi. Yoksa omuz omuza bir ekip olduğumuz, mutlu olduğumuz, kapıyı mutlulukla açtığımız bir yer mi?” sorularını yöneltti.

Karar

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Über eine Millionen Testmeilen

„YILLIK“ İstanbul’a ilişkin yeni yazıları bekliyor