Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini engelleme girişimini analiz eden Politico internet sitesinde yer alan yazıda, “Dizginleri geri almanın tek yolu bir yandan Kürtleri ezerken aynı zamanda İsveç, Finlandiya’dan ve ABD’den taviz almaktır” denildi.
Politico adlı haber sitesinde, Ulusal Güvenlik Raportörü ve Ulusal Güvenlik Daily Sunucusu Alexander Ward ve Politico Son Dakika Muhabiri Quint Forgey, „Erdoğan gerçekte ne istiyor?“ adlı bir analiz yayınladı. Analizde, Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkındaki itirazının olası üç nedenini inceledi. Ward ve Forgey’e göre, Erdoğan gerçekten İsveç’in Kürtlerle bağlarına içerliyor olabilir, mevcut ekonomik krizde iktidarını korumaya çalışıyor olabilir ya da Putin’e Ankara ve Moskova’nın her şeye rağmen hala dost olabileceğini göstermeye çalışıyor olabilir.
Politco’da yayınlanan analiz, şu şekilde:
„Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği sürecine taş koymayı seçti. İki ülkenin ittifaka katılımının onaylanması için Türkiye de dahil 30 üye ülkenin tümünün yasama organlarının onayı gerekiyor. Bu durumda Erdoğan’ın bu tarihi hareketi raydan çıkarma girişiminde birincil sıraya yerleşmesine neden oluyor. Peki Türkiye aktif olarak Ukrayna’nın Rus işgalcileri öldürmesine yardım ederken Erdoğan neden batıya muhalefet etmek için özellikle bu anı seçti?
UZMANLARIN ÜÇ CEVABI
NatSec Daily uzmanlarının bu soruya üç cevabı var; İsveç’in Kürtlerle olan bağlarına karşı gerçek bir itiraz, Türkiye’deki ekonomik kriz sürecinde Erdoğan’ın iktidarda kalma hedefi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Ankara ve Moskova’nın hala dost olabileceğine dair bir işaret vermek. Kürtlerle başlayalım; İsveç, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan Batı destekli, Kürt liderliğindeki güçlere verdiği destek konusunda çok açıktı. İŞİD adlı terör örgütü çökertilmiş ve yenilgiye uğradıktan sonrasında da Stockholm Türkiye’nin ‘terör örgütü’ olarak gördüğü Kürt savaşçılarla bağlarını korumaya devam etti. Dahası, salı günü Türkiye’nin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ne İsveç ne de Finlandiya’nın şu ana kadar PKK’li ve FETÖ üyesi kimseyi iade etmediğini söyledi. Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, ‘Türkiye, ibret olsun diye İsveç’i cezalandırmak istiyor’ diyor. Stockholm ve diğer batılı devletlere verdiği mesaj, ‘Kürtlerle bağlarınızı kalıcı hale getirmeyin, onları stratejik hale getirmeyin’ oldu.
ARGÜMANLAR SAHTE
Washington DC’deki Kürt Barış Enstitüsü’nün genel müdürü Giran Özcan, Erdoğan’ın İsveç ve Kürtler hakkındaki argümanlarını ‘sahte’ olarak nitelendirerek, ‘aynı zamanda Moskova’da savaş çığırtkanlığı yapan bir otokrata bedava hediye verdiğini’ ifade etti. Erdoğan aynı zamanda iç politikayı da göz önünde bulunduruyor. Türkiye’de enflasyon üç haneli rakamlara ulaştı ve zaten sarsılmış durumda olan ülke ekonomisini daha da derin bir krize soktu. Bu, özellikle muhalefet ona karşı birleşirken, 2023 seçimleri öncesinde cumhurbaşkanı için sorun teşkil ediyor. Dizginleri geri almanın tek yolu bir yandan Kürtleri ezerken aynı zamanda olası NATO müttefikleri İsveç ve Finlandiya’dan ve hatta ABD’den taviz almaktır. İki olası amaç, İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye yönelik silah ambargolarını kaldırmasını sağlamak ve ABD’yi kongre tarafından ret kararı çıkan F-16 savaş uçaklarının satışını onaylamaya zorlamak.
ERDOĞAN PUTİN’İ MEMNUN ETMEYE ÇALIŞIYOR
Bu tavizler sembolik de olsa, -örneğin İsveç zamanla Kürtlerle olan ilişkilerini zayıflatmaya söz veriyor- Erdoğan yanlısı medya Türkiye’de bu alışverişi devasa bir kazanım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da batıyı dize getiren çok güçlü bir adam olarak gösterebilir. Bu tür haberler seçimde lehinde hile olduğu iddia edilse bile seçmenler sandık başına gitmeden önce Erdoğan’a istediği desteği verebilir. Sonra Rusya meselesi var. Erdoğan ve Putin, Ukrayna işgali de dahil olmak üzere ana jeopolitik anlaşmazlıklarına rağmen çok iyi anlaşıyorlar. Bu ilişkiyi sürdürmek çok fazla alışveriş gerektiriyor, ve bu durumda da, Erdoğan İsveç ve Finlandiya’nın NATO uygulamalarını kötüleyerek Putin’i memnun etmeye çalışıyor olabilir.
Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda profesör olan Lisel Hintz, ‘Türkiye, Ukrayna ile savunma işbirliğine değer veriyor, ancak özellikle Türkiye’nin ekonomik krizi ve bunun sonucunda verilen desteğin azalması göz önüne alındığında, turizm, enerji ve iç onay derecesini şekillendiren diğer faktörler için Rusya ile ilişkilerini dostane tutması gerekiyor. Kürt güçlerini vurmak için Suriye’nin kuzeyindeki Rus kontrolündeki hava sahasına erişimin sürdürülmesi de çok önemli’ dedi.
ERDOĞAN’IN GERİ ADIM ATACAĞI SÖYLENİYOR
Konuştuğumuz çoğu kişi Erdoğan’ın söylemek istediğini vurguladıktan ve karşılığında bir kazanım elde ettikten sonra eninde sonunda geri adım atacağını söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çarşamba günü, yönetimin İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye engelini aştıktan sonra yakında NATO’ya katılacağından emin olduğunu dile getirdi. Perşembe günü ABD Başkanı Joe Biden ile birlikte bir basın açıklaması gerçekleştiren İsveç ve Finlandiya liderleri, Türkiye’nin endişelerini gidermek için birlikte çalışacaklarını söylediler. Bu arada Senato, iki ülkenin katılımı lehinde oy kullanmaya hazır görünüyor. Ancak bazıları Erdoğan ve ekibinin bu kadar kolay pes edeceğinden o kadar da emin değil. St. Lawrance Üniversitesi’nden Howard Eissenstat, ‘Türk yetkililer itirazlarını dile getirirken hem ahlaki açıdan haklı olduklarını düşünüyorlar hem de bundan çıkar sağlayacaklarına inanıyorlar. Türkiye’yi kendine getirmenin bir yolu olabilir ama korkarım diplomatlar anlaşmanın önündeki engeller konusunda aşırı iyimser davranıyorlar’ dedi.“