Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2010 yılının Eylül ayında evine yapılan baskınla gözaltına alınan 14 yaşındaki Naif İşçi, çıkarıldığı mahkemece “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüt propagandası yapmak”, “toplantı ve gösteri kanununa muhalefet” ile “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve taşınması” iddialarıyla 24 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Tutuklanmadan kısa bir süre önce trafik kazası geçiren İşçi’nin, sol bacağına platin yerleştirildi. 6 ay sonra çıkartılması gereken platin, İşçi’nin tedavisinin engellenmesi nedeniyle 12 yıldır çıkarılmadı. Bu süre zarfında sol bacağı kısalan İşçi, 12 yıldır tedavi edilmemesi nedeniyle artık yürüyemez hale geldi. 8 ay önce Balıkesir Bandırma T Tipi 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nden Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen İşçi, cezaevine getirildiği ilk günden bu yana tek kişilik hücrede tutuluyor. İşçi ailesiyle yaptığı haftalık telefon görüşmesinde, maruz kaldığı hak ihlallerini anlatarak, ölümle tehdit edildiğini aktardı.
ÖLÜMLE TEHDİT
İşçi’nin annesi Nebahat İşçi, ölüm tehdidinin kendisini endişelendirdiği belirterek, cezaevi yönetimlerinin bu ırkçı tehditlerine asla boyun eğmeyeceklerini söyledi. İşçi, oğlu Naif ile yaptığı telefon görüşmesini şu şekilde aktardı: “2 hafta önce oğlum beni aradı. Sesi kötü geliyordu. Ona niçin sesinin kötü geldiğini sordum ama bana, ‘ben iyiyim’ dedi. Daha sonra ben endişelenmeyeyim diye, ‘telefonu kardeşime ver’ dedi. Kardeşine, cezaevi yönetiminin iki kere kendisini öldürmekle tehdit ettiğini söyledi. Nasıl tehdit edildiğini sorduğumuzda ise, ‘Beni hastaneye götürdüklerinde daha sonra hastaların yanına getiriyorlar. Cezaevinde MHP’li olan bir görevli memur, bana, ‘Sen Kürt müsün?’ diye sordu. Ben de ilk etapta arkadaşlarımın tahliyeleri yanmasın diye cevap vermedim. Daha sonra tekrar gelip bana ‘Sen Kürt müsün?’ diye sordu. Ben de ona ’Evet Kürdüm’ dedim. Daha sonra ölümle tehdit etti” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZ BOYUN EĞMEZ’
Yaşananlar üzerine oğlu Naif’in kendilerine savcılığa gidip suç duyurusunda bulunmalarını istediğini aktaran İşçi, “İHD ve avukatlar bu olay üzerinde durmalı. Yarın geç olabilir. Çocuklarımıza bunları yapmaya hakları yok. Zaten dört duvar arasında hiçbir şey vermiyorlar üstüne ölümle tehdit ediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, çocuklarımız onların karşısında boyun eğmeyecektir. Eğer onlar, çocuklarımızın o dört duvar arasında nasıl cesaretlendiklerini görseler tutuklamazlar. Bizler ölene kadar çocuklarımızın arkasındayız” diye belirti.
‘SORUMLU CEZAEVİ YÖNETİMİDİR’
İşçi, konuşmasının devamında, oğlunun başına bir şey gelirse sorumlunun cezaevi yönetimi olduğunu dile getirerek, “Naif bize, ‘Başıma bir şey gelirse katilim cezaevi yönetimidir’ dedi. Oğlumu daha 14 yaşındayken tutukladınız. O zaman kandırıp düşüremediniz, şimdi mi kandıracaksınız? Bacağında platin var, midesinde yaralar açılmış ve gözleri iyi görmüyor. Merdivenlerde yürümekte zorluk çekiyor. Oğlumun başına bir şey gelirse kıyametleri kopartırım. Oğluma ölüm tehdidinde bulunmuşlar ve ayrıca oğlumu tehdit eden memura diğer memurlar da, ’Sen buna ne yapıyorsan yap biz senin arkandayız’ demişler. İki defadır oğlum ölümle tehdit ediliyor. Bununla da kalmıyorlar, bir de bir aylık görüş yasağı getirilmiş. Siz ne yaparsanız yapın, biz Kürdüz” diye konuştu.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Anne İşçi, duyarlılık çağrısında bulunarak, şunları söyledi: “Bütün tutuklu aileleri olarak bu işkencelere karşı duralım. Biz artık cezaevlerinde cenazelerin gelmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın üzerindeki bu tehditleri kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın sadece bir tırnağını bütün dünyalara değiştirmeyiz. Bunu kabul etmemiz ve buna karşı ses çıkartmamız gerekir.” (MA)