Ölüm hayatın gerçeği olsa da birçoğumuz bunu sevdiklerimize yakıştıramayız. Hastane kapısında doktor bize “Her şeye hazırlıklı olun” dediğinde bile bir umutla bekleriz. Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde ise bu acıyı nasıl atlatacağımızı kendimize sorup dururuz. Kimsenin ölüme hazırlıklı olmasının beklenemeyeceğini söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Elif Yamaş, “Yas süreci nasıl atlatılır?” sorusunun yanıtını veriyor.
Ölüm hayatın gerçeği olsa da tüm kayıplar acı vericidir. Acı hissetmek de çok insani bir duygudur. Kaybettiğimiz birinin ardından yas tutmak da yaşanması gereken çok doğal bir süreçtir. Ama her insan yas sürecinde aynı tepkileri vermez. Bazıları kayıp haberini alır almaz yasını tutmaya başlar, bazıları yasını birkaç gün erteler sonra yas sürecine girer. Bazıları çok ağlayarak yasını ifade ederken, bazıları ağlamaz, donuk kalarak tepkisini gösterir. Yine bazıları yas sürecini birkaç günde tamamlarken, bazıları için bu süreç daha uzundur. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Elif Yamaş, önemli olanın kişinin yas sürecini nasıl yaşadığı, bu süreçte nasıl tepkiler verdiği değil, yasını yaşaması olduğunun altını çiziyor. Kişinin bilinçli olarak yas tutmaktan kaçındığı takdirde kısa bir süre sonra veya sonrasında fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar yaşayabileceğini anlatan Psk. Yamaş, şunları söylüyor: “Yasınızı yaşamanız çok değerli. Ağlamak istiyorsanız ağlayın. Güçsüz görünmeyeyim ya da sağlam durmalıyım diyerek yasınızı ertelemeyin. Çünkü siz yasınızı yaşamadığınızda o içinizde kocaman bir kara bulut gibi kalacak ve büyüyecek, büyüyecek. İçinize sığamayınca dışarı çıkmak isteyecek, belki kalbinizi ağrıtacak, belki farklı bir vücut ağrısıyla hissettirecek kendini. Yani siz onu yaşamıyorsunuz diye kaybolmayacak. Bırakın dağılsın içinizdeki kara bulutlar, yasınızı tutun, güçsüz görünürüm endişesine kapılmayın” diyor.
Yas süreci kişiyi olgunlaştırır
Yas tutmanın zayıflık anlamına gelmediğini hatırlatan Psk. Yamaş, kişinin hayatına normal ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için yas sürecini tamamlaması gerektiğini belirtiyor. Bu yas tutma sürecinin sonunda kişinin yaşadığı kaybı yaşamının bir parçası haline getirebileceğini ve bununla yaşamayı öğreneceğini anlatan Psk. Yamaş, şöyle devam ediyor: “Bu kayıpla yaşamayı öğreniyor olmanız, kaybettiğiniz kişiyi unuttuğunuz ya da artık sevmediğiniz anlamına gelmez. Sadece kaybı ve bununla ilgili duygularınızı kabullendiğiniz ve bu duygularla yaşamayı öğrendiğiniz anlamına gelir. Acınızın ne zaman biteceğini kendinize soruyor olabilirsiniz. Sanılanın aksine acınız zamanla azalmayacak. Zamanla azaldığını düşündüğümüz her acı, üzüntü ya da yas sizi olgunlaştıracak. Siz olgunlaştıkça da o acının dindiğini hissedeceksiniz.”
Yas sürecinin çok doğal olmasına rağmen zorlayıcı olabileceğinin altını çizen Psk. Yamaş, kişinin kendine zaman tanıması, güvendiği kişilerle duygularını, acısını, yasını paylaşmasını öneriyor. Psk. Yamaş, bu dönemde kişinin uyumak ya da yemek gibi temel ihtiyaçlarını bile gidermek istemeyebileceğini ancak bu ihtiyaçların kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor.