in ,

“Savaşa devam etmek, erken ya da maliyetli barıştan iyidir”

Washington Post, NATO’nun Ukrayna planını ifşa etti

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, 5 Nisan tarihli bir haberinde, NATO'nun, Kiev'in Moskova'nın bazı taleplerine boyun eğmesinden korktuğunu açıkça ortaya koydu. Haberde, "Savaşa devam etmek, erken ya da maliyetli barıştan iyidir" denildi

NATO, Rusya’yı zayıflatmak ve Batı’nın jeopolitik çıkarlarını ilerletmek için son Ukraynalıya kadar savaşmaya istekli olduğunu açıkça ortaya koydu.

Washington Post, bazı NATO üye devletlerinin Rusya’nın siyasi kazanımlar elde etmesini önlemek için “Ukraynalıların savaşmaya ve ölmeye devam etmelerini” istediğini kabul etti.

Önde gelen Amerikan gazetelerinden biri olan Washington Post, Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmeleriyle ilgili olarak yaptığı 5 Nisan tarihli bir haberde, NATO’nun Kiev’in Moskova’nın bazı taleplerine boyun eğmesinden korktuğunu ifşa etti.

“Savaşa devam etmek, erken ya da maliyetli barıştan iyidir”

Washington Post açıkça şöyle yazdı:

“NATO’da kimileri için, Ukraynalıların savaşmaya ve ölmeye devam etmeleri, Kiev ve Avrupa’nın geri kalanı için çok erken ya da çok yüksek maliyetli olacak bir barışa ulaşılmasından daha iyidir.”

Adları bilinmeyen bazı Batılı diplomatlar, “NATO’daki kimilerinin barışı elde etmek için destekleyeceği uzlaşmaların bir sınırı olduğunu” ve Rusya’nın güvenlik endişelerinin karşılamasını önleyebildikleri takdirde Ukrayna’daki savaşı uzatmayı tercih edeceklerini vurguladılar.

Gazete, NATO üyelerinin “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e herhangi bir zafer görüntüsü” vermemek için çaresiz olduklarını ve buna sebebiyet vermektense Ukraynalıları kıyma makinesine atmaya fazlasıyla istekli olduklarını söyledi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yönetiminin Washington ile yakın işbirliği içinde olduğunu ve Beyaz Saray ile “yakın günlük temas”ta bulunduğunu kaydetti. Bu açıklama, gerçekte kimin sorumlu olduğunu ortaya koyuyordu.

ABD’nin önde gelen gazetesi, aynı şekilde ABD ordusunun Avrupa’da konuşlandırılmış yüz binden fazla askeri olduğunu da ortaya koydu.

“NATO’nun Ukraynalıları Rusya’ya karşı vekalet savaşında yem olarak gördüğünün yarı resmi teyidi”

Washington Post ABD hükümetiyle yakın ilişkiye sahip. Gazete, tarihin en zengin insanlarından biri olan, 200 milyar dolar servete sahip Jeff Bezos’a ait.

Bezos aynı zamanda CIA, Pentagon, NSA, FBI, ICE ve diğer ABD devlet kurumlarıyla on milyarlarca dolar değerinde sözleşmeye sahip olan mega şirket Amazon’un kurucusu ve yönetim kurulu başkanı.

Eğer Washington Post , NATO hakkındaki bu bilgileri üst düzey Beyaz Saray yetkililerinden alıntılar yaparak ifşa ediyorsa, Washington’daki akıl hocalarından açıkça yeşil ışık almış görünüyor.

Bu rapor, NATO’nun Ukraynalıları Rusya’ya karşı emperyal vekalet savaşında sadece yem olarak gördüğünün yarı resmi bir teyidi olarak değerlendirilebilir. Hatta bazı Batılı yetkililer bunu açıkça ifade etti. Eski bir kıdemli Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olan ve aşırı sağcı savaş kışkırtıcısı Eliot A. Cohen, The Atlantic dergisindeki bir makalesinde “ABD ve NATO müttefikleri Rusya ile bir vekalet savaşı yürütüyor” diye övünüyordu.

Dışişleri Bakanlığı’ndan emekli asker, Ukrauna’ya giden silah akışının sel gibi olması gerektiğini söylerken “Onlar binlerce mühimmat sağlıyor ve umarız ki Rus askerlerini öldürmek amacıyla istihbarat paylaşımı gibi daha pek çok şey de yapıyorlardır” dedi.

ABD ve AB ne yapıyor?

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Rusya ile barış görüşmelerini desteklemek yerine aktif olarak savaşı tırmandırıyor ve Ukrayna’ya on binlerce tanksavar, binlerce uçaksavar füzesi ve yüzlerce kamikaze insansız hava aracının yanı sıra tanklar, zırhlı araçlar da dahil olmak üzere milyarlarca dolar değerinde silah gönderiyor.

Bu noktada bahsedilmeyen şey ise ABD ve Avrupa silah şirketlerinin savaştan nasıl yoğun bir şekilde kar ettiği. Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya asker göndermesinin ardından, Batılı hükümetlerin askeri harcamalarını önemli ölçüde artırma sözü vermesiyle birlikte silah tekellerinin hisse senetleri fırladı.

Joe Biden yönetimi, Mart ayında Ukrayna’ya 6.5 milyar doları askeri destek olmak üzere 13,6 milyar dolarlık ek yardım sözü vermeden önce, Şubat ayı sonlarında hemen 350 milyon dolarlık silah teslim etti.

NATO dışişleri bakanları 6 ve 7 Nisan’da Brüksel’deki askeri ittifakın karargahında bir araya geldiler ve Ukrayna’daki savaşı daha da tırmandırma sözü verdiler.

Toplantıda Batılı politikacılara, Japonya, Güney Kore, Gürcistan, Finlandiya, İsveç, Avustralya ve Yeni Zelanda da dahil olmak üzere birçok NATO üyesi olmayan temsilci de katıldı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba da NATO’nun barış yerine daha fazla savaş istediğine ilişkin tüm şüpheleri ortadan kaldıran söz konusu toplantı için Brüksel’e gitti. Kuleba gelişini “Bugün buraya en önemli üç şeyi tartışmak için geldim: silahlar, silahlar ve silahlar” diyerek özetledi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de benzer şekilde şunları söyledi:

“İşgalden sonra müttefikler ek askeri destek ve daha fazla askeri teçhizata ağırlık verdiler ve bugünkü toplantı, müttefiklerin daha fazla ekipman sağlamak için daha fazlasını yapmaya hazır olduğu ve bunun aciliyetinin farkında olduklarını ortaya koyan açık bir mesajdı.”

Stoltenberg övünerek, NATO’nun Ukrayna’ya doğrudan askeri desteğinin 2014 yılına kadar geriye gittiğini ve Rusya’nın işgalinden çok önce, son sekiz yılda on binlerce Ukraynalı askerin NATO tarafından eğitildiğini söyledi.

NATO çok açık bir şekilde Ukraynalıların Rusya’yı zayıflatma ve istikrarsızlaştırma umuduyla hayatlarını feda etmeye devam etmelerini tercih ettiğini ortaya koydu.

Ukrayna neyle karşı karşıya?

Bu arada, daha fazla savaş değil, barışın çözüm olması gerektiğini düşünen Ukraynalılar, korkunç sonuçlarla karşı karşıyalar.

Rusya ile barış görüşmelerine katılan Ukraynalı bir müzakereci olan Denys Kyreyev’in, neo-Naziler ve diğer aşırı sağcıların etkisi altında olmasıyla ünlü Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) tarafından öldürüldüğü bildirildi .

Tüm bu aşırı şiddet ve savaş çığırtkanlığı, NATO’nun sözde bir “savunma” ittifakı olduğu iddiasını doğrudan boşa düşürüyor.

NATO dünyadaki hangi suçların faili?

Gerçek şu ki, NATO kendini hiçbir zaman demokrasiye ve savunmaya adamamıştır. Askeri ittifakın 1949’daki kurucu üyeleri arasında Portekiz’in faşist diktatörlüğü bile vardı.

Birinci soğuk savaş sırasında NATO, Gladio Operasyonu’nda eski Nazi işbirlikçilerini ve faşistleri destekledi. NATO’nun desteklediği aşırı sağcılar özellikle İtalya’nın kötü şöhretli “Kurşun Yılları” sırasında, solu bastırmaya çalışmak için Avrupa’da terör saldırıları düzenlediler.

İlk soğuk savaş sona erdiğinde NATO; ABD, İngiltere ve Fransa’nın 1990’da Almanya’nın yeniden birleşmesinden sonra askeri ittifakın “bir inç doğuya” hareket etmeyeceğine dair verdiği sözleri defalarca ihlal ederek Rusya’nın sınırlarına doğru genişlemeye devam etti.

1990’lardaki bombardımanlarla NATO, artık bir ülke olarak var olmayan eski Yugoslavya’yı yerle bir etti ve parçaladı..

Ardından NATO, ABD’nin 2001’de Afganistan’daki savaşını başlatmasına yardım etti ve 2021’e kadar ortak askeri işgali sürdürdü.

2011 yılında NATO, Afrika’nın en müreffeh ülkesi olan Libya’ya savaş açtı. Batı’nın askeri harekatı Libya devletini yıktı. Yabancı fosil yakıt şirketleri çok geçmeden bu Kuzey Afrika ulusuna ait devasa petrol rezervlerini yağmaladı.

Bugün 2022’de bile hala Libya’nın birleşik bir merkezi hükümeti yok. Bunun yerine, Libya şimdi Sahra Altı Afrikalı mülteciler için açık hava köle pazarlarına sahip.

Libya, Afganistan ve eski Yugoslavya’nın yıkıntıları, NATO’nun dünyaya gerçekte neler sunduğunu gösteriyor.

Ve ABD önderliğindeki askeri ittifak şimdi, Washington ve Wall Street’in çıkarlarını ilerletmek için Ukrayna’yı kurban etmeye hazır.

Gazete Yolculuk

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Steffi Lemke überreicht erste Förderbescheide für lokale Klimaanpassungsmanager*innen

Çocukların Yaratıcı Gücünü Keşfeden Festival Başlıyor