Çocuklarda beslenme bozuklukları, yutma bozukluğu ile birlikte veya bağımsız görülebiliyor. Beslenme ve yutma için gerekli becerilerin anne karnında gelişmeye başladığını belirten uzmanlar, yeni doğanlarda beslenme becerilerinin reflekslerle gerçekleştiğini ifade ediyor. Uzmanlar; erken doğum, nörolojik bozukluklar ve duygusal temelli zorluklar nedeniyle kaynaklı ortaya çıkabilen beslenme ve yutma bozukluklarında belirtilere önem verilerek tedaviye başlanmasını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, çocuklarda karşılaşılan beslenme ve yutma bozuklukları ile ilgili önemli bilgiler paylaştı, ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.
Yeni doğanda beslenme reflekslerle oluyor
Beslenmenin yiyecek ve içeceğin ağız içerisine alınıp yutma için hazırlanmasını kapsayan bir süreç ve hayatta kalmak için gerekli temel unsurlardan biri olduğunu belirten Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, “Yutma ise tükürük, içecek ve yiyeceklerin hava yolu korunarak ağızdan mideye taşındığı bir süreçtir. Beslenme ve yutma için gerekli beceriler anne karnında gelişmeye başlar. Yeni doğanda beslenme becerilerinde refleksler hakimdir ve bazı oral motor hareketler refleksler sayesinde otomatik olarak yapılır. Zamanla bu refleksler ortadan kalkar, istemli hareketler görülür. Bu hareketler ilk olarak meme veya biberondan emme daha sonra kaşıkla beslenme, katıların çiğnenmesi, bardaktan içme ve kendi kendine beslenme becerileri olarak devam eder.” diye konuştu.
Fobiler beslenme bozukluğuna yol açabiliyor
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, ‘Beslenme bozuklukları, yutma bozukluğunun eşlik edebileceği veya yutma bozukluğu olmaksızın görülen bir dizi yeme aktivitesiyle ilgili problemlerdir.’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Sınırlı kıvam ve dokuda yiyecek-içecek kabulü gibi duyusal ve psikososyal zorluklar (zayıf çevresel uyarım, besleyici-çocuk etkileşiminin yetersizliği), içsel veya dışsal pekiştirme ile şekillendirilip sürdürülen olumsuz beslenme davranışları (seçici besin reddi, sindirilen besinin ağza geri gelmesi) veya duygusal temelli zorluklar (fobiler, koşullanmış duygusal reaksiyonlar, depresyon) gibi davranışsal beslenme bozuklukları görülebilir. Yutma bozukluğu yutmanın evrelerinden birinde veya daha fazlasında ortaya çıkabilen, yiyecek ve içeceklerin havayoluna kaçışına ya da yiyeceklerin burun boşluğuna geri akışına neden olan bir durumdur.”
İşte yutma ve beslenme bozukluğu nedenleri…
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz; yutma ve beslenme bozukluğu’nun erken doğum, doğuştan veya edinilmiş nörolojik bozukluklar, travmatik beyin hasarı, nöromusküler hastalıklar, kronik hastalıklar, anatomik/fizyolojik durumlar, baş ve yüz anomalileri, hava yolu anomalileri, konjenital kalp hastalığı, genetik sendromlar, duyusal problemler, sindirim sistemi hastalık ve yaralanmaları, sistemik hastalıklar ve davranışsal koşullar gibi birçok durumdan kaynaklanabileceğine dikkat çekti.
Belirtiler varsa uzmana başvurulmalı
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, yutma ve beslenme bozukluğunun belirtilerini şöyle paylaştı:
– Ağız ve yüzde aşırı hassasiyet
– Yeme zamanlarında uzama, beslenme yetersizliği, kilo kaybı
– Yiyecek ve içeceklerin ağızdan akması
– Zayıf dudak kapanması, zayıf emme
– Yiyeceği yutulacak hale getirememe
– Zayıf dil işlevi, dil itimi
– Öğürme, yeme esnasında öksürme, morarma
– Çiğneme yetersizliği
– Salya akması
– Boğazda takılma
– Tekrarlı akciğer enfeksiyonu
– Sindirim sistemi sorunları
– Kendi kendine beslenme becerilerinde yetersizlik
– Püre şeklinde yeme
– Seçici yeme, yiyeceklere karşı isteksizlik
Yılmaz, çocuklarda bu belirtilerin görülmesi durumunda Dil ve Konuşma Terapisti tarafından yutma ve beslenme becerilerinin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve gerekli durumlarda terapiye başlanması gerektiğini belirtti.
Belirtiler var ise uzmana başvurulmalı
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, yutma terapisinde kullanılan yöntemleri paylaşarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Davranış yönetimi, bakıcı eğitimi ve yemek zamanı değişiklikleri ilkelerine dayanan müdahale yöntemleri, oral mekanizma farkındalığını geliştirmeye yönelik egzersizler, oral hassasiyeti normalleştirmeye yönelik egzersizler, beslenme ve diyet düzenlemeleri, farklı kıvam ve dokuda besin denemelerine karşı görsel, koku, dokunsal ve tat hassasiyeti olanlara yönelik egzersizler, pozisyonlama, oral motor müdahale yutma terapisinde kullanılan yöntemler arasında yer alır. Uygun olan yöntemlerle kişiye özgü bir terapi programı hazırlanır.”