Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Aziz Yıldırım, 3 temmuz süreciyle ilgili basın mensuplarına konuştu.
Aziz Yıldırım’ın sözleri şu şekilde:
„Bu toplantıya iştirakiniz için teşekkür ederim. 3 temmuz süreci kendisini Fenerbahçeli olarak tanımlayanlar için gerçek bir turnusol kağıdı olmuştur.
Ben ve arkadaşlarım Fenerbahçe Spor Kulübü’nde başkan ve yönetici olduğumuz için 3 Temmuz’daki operasyonu yaşadık. Bir yandan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün haklarını savunmak, büyük çınar ağacının tek bir yaprağını bile kaybetmemek uğruna karşımızdaki karanlık koalisyon ile mücadele ederken diğer yandan kendi onur ve şerefimiz için mücadele ettik.
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkımızda vermiş olduğu beraat kararlarının, 20 Aralık 2021 tarihinde Yargıtay tarafından onanması ile on yıldır devam eden süreç lehimize sona ermiştir. Bu dava, Cumhurbaşkanlığı Sitesinde yer aldığı şekli ile 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda FETÖ Terör Örgütünün kilometre taşlarındandır.
Yabancı ülkelerin istihbarat servislerinin aparatı olan bu örgüt ile amasız fakatsız mücadele etmek, ülkesini ve milletini seven her Türk vatandaşının vatandaşlık görevidir. Bu mücadelede bizlere daima destek olan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm parti liderlerine, milletvekillerine, kumpasın aydınlatılması ve kumpasın aktörlerinin adalet önüne çıkarılmalarına vesile olan emniyet ve adalet teşkilatı mensuplarına teşekkür ederim.
Bu güne kadar bu uğurda telafisi imkansız maddi ve manevi kayıplarımız oldu. Kişisel olarak maddi kayıpları sineye çekmek zorundayız ve hiçbir şekilde dert etmiyoruz, ancak manevi kayıplarımızın maalesef hiçbir telafisi yoktur.
Büyük kayıplarımızın olduğu bu mücadelede bizimle birlikte hareket eden, ağlayan, gülen, bizi asla yalnız bırakmayan tüm taraftarlarımıza ve haklılığımıza inanarak, omuz omuza mücadele eden diğer kulüplerin taraftarlarına ve vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Gelinen noktada ileriki günlerde atacağımız adımlarla alakalı bazı bilgiler paylaşmak istiyorum. Tüm süreç boyunca, şahsımı ve arkadaşlarımı itibarsızlaştırma amacıyla yapılmış tüm haksız uygulamalarla ilgili, sürecin bir parçası olan ve görevini kötüye kullanan herkes hakkında davaları açıyoruz.
1) CMK madde 141’de düzenlenen “Haksız koruma tedbirleri (gözaltına alma ve tutuklama) ile alakalı tazminat davaları açacağız. Şahsım, İlhan bey ve Şekip Bey buradan çıkacak tazminatları kuruşuna dokunmadan Fenerbahçe Eğitim Kurumları’na ve Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağız.
2) Daha önce yapmış olduğumuz kumpas suç duyurusu kapsamında haklarında yasal işlem yapılmayan, 3 Temmuz sürecine iştirak etmiş gazeteci, spor yazarı, televizyon yorumcusu, TFF yöneticisi ve çalışanları, İlhan Helvacı, Lütfi Arıboğan, Ebru Köksal, Yunus Egemenoğlu ile UEFA müfettişi Pierre Cornu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma yapılması için yeniden şikayet dilekçesi vereceğiz.
3) 3 Temmuz sürecinde Hakim ve Savcı olarak rol alan kişiler hakkındaki hukuki süreç Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmektedir. İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay’da dava açılması halinde bu kumpas davasına da müşteki olarak katılacağız ve bu davanın takipçisi olacağız.
4) MK madde 46’da yer alan “Kayırma veya taraf tutma, yahut taraflardan birine olan kin ve düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması” ve “Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” maddelerine istinaden, hakim ve savcıların 3 Temmuz sürecindeki yargılama faaliyetlerinden dolayı (Özellikle yasa dışı dinleme sebebi ile) tazminat davaları açacağız.
Benim ve İlhan Bey’in başvurusu üzerine 3 Temmuz sürecinde görev alan 38 hakim ve savcı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından iddianame düzenlenmiştir. Bakırköy 1.Ağır Ceza Mahkemesi bu iddianame ile ilgili olarak şüphelilerin ifadesinin alınması işlemlerini yürütmektedir. Benim şikayetim üzerine HSK 2.Dairesi bu 38 hakim ve savcının meslekten ikinci kez çıkarılmalarına karar vermiştir.
Bu noktada sizlere önemli bir açıklama yapmak istiyorum. Bildiğiniz üzere 3 Temmuz soruşturmasını yürüten firari Mehmet Berk, ifade esnasında, Bursaspor şampiyon olmasa Fenerbahçe Spor Kulübü’ne operasyonun 2009 yılında yapılacağını söylemişti. Savcının bu söylemini kamuoyu ile paylaştım. Hukuk ekibimiz hakim ve savcılar hakkında açılacak davalara çalışırlarken çok önemli bir delile ulaştılar. Bu delil UYAP sisteminden elde edildi. Başka delillere de ulaşıldı ama bugün sadece birini sizinle paylaşacağım.
3 Temmuz yargılamasını yapan, kapatılan İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nin UYAP formatında yazılı olan gerekçeli kararı word formatına dönüştürüldüğünde, belgenin hazırlanma bilgileri çıkmaktadır. Buna göre gerekçeli kararın oluşturma tarihi 16.06.2009 dur. Son değişiklik tarihi 10.08.2012, son yazdırma tarihi 10.08.2012 dir. Bu belge, Adalet Bakanlığı elinde olan UYAP sisteminde bu şekilde kayıtlıdır. Bizimkine benzer bir inceleme, Adalet Bakanlığı tarafından yapıldığında bizim elde ettiğimizden daha kapsamlı ve aydınlatıcı delillere kolaylıkla ulaşılabilmesi mümkündür.
Benim; İlhan Bey’in, Şekip Bey’in, diğer dava arkadaşlarımızın ve 100’e yakın şikayetçinin yapmış olduğu şikayet üzerine yargılanan FETÖ’cü emniyet görevlilerinin ve FETÖ üst yönetiminin davasında karar çıkmış ve Türk Adaleti çok ağır cezalara hükmederek sorumlular cezalandırılmıştır.
4 Nisan 2015’te Sürmene’de takım otobüsümüze yapılan silahlı saldırının faillerinin bulunması gerekmektedir. Camiamızın bu konuda büyük beklentileri vardır. Şampiyonluğumuza mal olan saldırını faillerinin, onları kullananlarının bulunup, söz konusu saldırının bütün boyutları ile aydınlatılması kamuoyu vicdanın rahatlaması için elzemdir. İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere, konuyla ilgili devlet birimlerine çağrımız, bu cinayet girişiminin faili meçhul kalmaması adına gerekli çalışmaları titizlikle yürütülmesi ve konunun tüm yönleriyle aydınlığa kavuşturulmasıdır. Bununla birlikte, şuan devam etmekte olan soruşturmanın akıbetinin de kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.
Şekip Bey ve İlhan Bey hakkında PFDK tarafından verilen cezalarla alakalı olarak AİHM hak ihlali kararı vermiştir. Bu karar dayanak tutularak PFDK kararlarına karşı yeniden yargılama yoluna gidilmiş ve PFDK tarafından söz konusu kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir. PFDK’dan ceza alan kulübümüz bağlıları Cemil Turan ve Yavuz Ağırgöl ile alakalı olarak da hukukçu arkadaşlarımız başvurularını hazırladılar ve en kısa sürede gerekli başvurular yapılacaktır.
Tekrar ve ısrarla söylüyorum, 3 Temmuz davası, benim, arkadaşlarımın ve ailelerinin çok ağır maddi ve manevi bedeller ödediği bir davadır ve bizler, bu davanın hangi noktasında olmamız gerekiyorsak en başından beri o noktadayız. Aynı zamanda bu süreçte bizimle birlikte gözyaşı döken çocuklar için, acı çeken camiamızın tüm bireyleri için bu mücadeleyi sürdürme kararlığındayız. Benim ve arkadaşlarımın bu konudaki söylemleri, mücadeleleri bellidir. Bu mücadeleden ve söylemlerimden bir adım geri çekilmem de asla mümkün değildir.
Herkes bunu böyle bilmelidir. Bu felsefeden hareketle, dönem içerisinde UEFA yönetiminde bulunan Sayın Şenes Erzik ve dönemin TFF Başkanı Sayın Mehmet Ali Aydınlar’a da sormak isterim, CAS DAVASI’NIN GERİ ÇEKİLMESİ NEDEN TALEP EDİLDİ? DAVANIN GERİ ÇEKİLME NEDENİ OLARAK GÖSTERİLEN ÜLKE MENFAATİ NEYDİ VE BU MENFAAT ELDE EDİLEBİLDİ Mİ? O süreçte neler yaşandı?