Sivas Divriği Çamşıhı Hüseyin Abdal Derneği Başkanı Gazi Orhan Türkyılmaz, zorunlu din derslerine ilişkin 27 Şubat’ta İstanbul Kadıköy’de saat 15.00’te yapılacak kitlesel buluşmaya katılım çağrısı yaparak, “Her türlü inanca eşit yaklaşımla, her türlü inancı eşit kavrayışla verilmeli bu dersler. Bilimsellikten uzaklaşan her ülke batar. Biz Aleviler bilimsel eğitim istiyoruz” dedi. Türkyılmaz ekledi: 21. yüzyılda Alevi toplumu bir kimlik mücadelesi vermemelidir.
Demokrasi Konferansı Bileşeni olan Aleviler öncülüğünde demokrasi güçleri, ana sınıfına kadar indirilmek istenen zorunlu din dersine karşı ‘Eşit yurttaşlık temelinde özgür bir toplum için laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz’ başlığıyla 28 Aralık 2021’de imza kampanyası başlattı. Zorunlu din derslerine karşı başlatılan kampanya kapsamında 27 Şubat’ta Kadıköy Meydanı’nda saat 15.00’te miting gerçekleştirilecek. Alevi kurumları 27 Şubat’ta yapılacak mitinge çağrılar yapmaya devam ediyor.
Sivas Divriği ve Çamşıhı Hüseyin Abdal Derneği ve Cemevi Başkanı Gazi Orhan Türkyılmaz da zorunlu din derslerine ilişkin 27 Şubat’ta yapılacak kitlesel buluşmaya katılım çağrısı yaptı.
“ÜLKENİN KALKINMASI İÇİN LİYAKAT SİSTEMİNİN OTURMASI ŞART”
Aynı zamanda eğitimci ve matematik öğretmeni olan Türkyılmaz, okullardaki zorunlu din dersleriyle Alevi çocuklarının ötekileştirildiğini dile getirdi.
Bir ülkede liyakat sisteminin oturmasının o ülkenin kalkınması açısından büyük önem arz ettiğini kaydeden Türkyılmaz, “İşi iyi yapan, düzgün yapan, doğru yapan, ahlaklı yapan hangi ırktan, hangi mezhepten, hangi inançtan olursa olsun ayrımcılık gözetilmeden gerekli yere gelmeli ve ülkenin ekonomisine, eğitimine, sağlığına, siyasetine katkısını sunmalıdır. Ülke ancak böyle kalkınır” dedi.
“21. YÜZYILDA ALEVİ TOPLUMU BİR KİMLİK MÜCADELESİ VERMEMELİDİR”
Alevi yurttaşların yıllardır cemevlerini kendilerinin yaptığını ve ayakta tuttuğunu hatırlatan Türkyılmaz sözlerine şu şekilde devam etti:
“Biz vergi veriyorsak, asker oluyorsak, ülkenin her türlü kalkınmasında katkımız oluyorsa, payların da herkese eşit bir biçimde dağıtılması gerekiyor. 10 bakanlığın bütçesini geçen bir Diyanet İşleri Başkanlığı varsa, Alevi toplumu da bu ülkede yaşıyorsa, Alevi toplumuna da belirli ölçülerde katkılar sağlanmalıdır. Ama bu katkının altında asimilasyon yatan bir amaç olursa, o kabul edilemez. 21. yüzyılda Alevi toplumu bir kimlik mücadelesi vermemelidir. 21. yüzyılda Alevi toplumu ülkesine saygılıysa, toprağını seviyorsa gerekli değeri de almalıdır.
Elektrik faturaları çok güncel bir konu. Bu ülkenin satılan değerleri arasında TEDAŞ da vardı. Özel sektörün ne yapacağı belli değil. Özel sektörün amacı, az maliyet, çok kardır. Bu özel sektörlerin kontrolünü devlet ölçülü bir şekilde yapmalı. Diyanet’in ve ona bağlı kurumların her türlü ihtiyacı karşılanıyorsa cemevlerinin de giderleri, ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu da çok büyük bir maliyet değil. Ülkemiz büyük ve verimli bir ülke.”
“HER TÜRLÜ İNANCA EŞİT YAKLAŞIMLA EĞİTİM VERİLMELİ”
Türkyılmaz, 40 yıllık eğitimci olduğunu ve bir sınıfın içerisinde bir çocuğun ‘ben din eğitimi almak istemiyorum’ demesinin hem pedagojik hem çocuğun psikolojik yapısı hem de öğretmenlerin, idarenin çocuğa bakışı açısından çok olumlu sonuç doğurmayacağını söyledi.
“Ahlak ve din dersi verilecekse laik, demokratik bir ülkede olduğu gibi temel yurttaşlık bilgisinin verildiği içerikte olmalıdır” diyen Türkyılmaz; “Her türlü inanca eşit yaklaşımla, her türlü inancı eşit kavrayışla verilmeli bu dersler. Ama bunun yanında sadece Sünni inanç körüklenecekse hem çocuklarımıza yazık hem geleceğimize yazık. Bugün 52 İslam ülkesi içerisinde en demokratik şekilde idare edilen bizim ülkemizdir. 52 ülkenin Gayri Safi Milli Hasıladaki geliri Almanya kadar yok. Dünya devletleri içerisinde bu Müslüman ülkeler savaşlarıyla, uygulamalarıyla, idareleriyle ön plana çıkıyor. Devletin bu işe bir çeki düzen vermesi gerekiyor ve ülkemizdeki 18 milyon öğrenciyi eşit şekilde kavrayacak biçimde eğitim vermesi gerekiyor. Yoksa bu şekilde verilen din derslerini tasvip etmiyorum” ifadelerini kullandı.
“BİLİMSELLİKTEN UZAKLAŞAN HER ÜLKE BATAR”
Eğitim veren öğretmenlerin de ayrım yapmadan çocuklara yaklaşması gerektiğini vurgulayan Türkyılmaz son olarak şunları aktardı:
“Bu ülke bizim. Batarsak birlikte batarız, kalkınırsak birlikte kalkınırız. Biz Aleviler olarak, bu ülkede insanca yaşamayı, demokratik, laik, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne dayanan ve bilimsel bir eğitim şekli ile idare edilmeyi istiyoruz. Geldiğimiz yer ortada. İlk bine giren üniversitemiz kalmadı. Bu ülkedeki eğitim böyle mi olmalı? Üniversitelerimiz kötü mü? 10 yıl önce ilk bin içerisine giren üniversitelerimiz vardı da şimdi ne oldu? Ülkedeki çocuklar mı geri zekalı oldu? Dolayısıyla bilimsellikten uzaklaşan her ülke batar. Hacı Bektaş Veli’nin dediği gibi, bilimin ışığında gidilmeyen yol karanlıktır. 27 Şubat’ta yapılacak olan miting önemlidir ve herkesin de katılması gerekir.”
Eren GÜVEN- Melis CİDDİOĞLU/ANKARA