Ali Kemal Hüseyin
Erdoğan’ın Sezen Aksu’ya ilişkin açıklamasıyla tarikatlara görev verdiğini belirten Müjde Ar, bir grubun da Aksu’nun kapısına dayandığı bilgisini paylaştı.
Şarkı sözleri bahane edilerek hedef alınan Sezen Aksu için son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cuma Namazı çıkışında konuştu. Erdoğan, „Şahane Bir Şey Yaşamak“ şarkısında geçen „Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e“ sözleri nedeniyle Aksu için, “Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir” dedi.
SÖZÜN BİTTİĞİ YER
Erdoğan’ın bu sözlerine sanatçılardan tepki geldi. Katıldığı bir televizyon programında konuşan sanatçı Müjde Ar, „Ben artık dedim ki burası sözün bittiği yer. Bundan daha kötü bir şey olamaz. Genel olarak da konuşulanları da takip ettiğimiz de şunu görüyorum: Son derece vahim, hatta vahimden de öte bir durumdayız“ diye belirtti.
Anayasa’nın 64’üncü Maddesi’ni hatırlatan Ar, konuşmasına şöyle devam etti: „Şimdi ben siyasetçi değilim, kültür sanat insanıyım ama öncelikle Cumhurbaşkanı’na şunu hatırlatmak isterim ki Anayasa’nın 64’üncü maddesi devletin sanat ve sanatçılarını korumasını ve desteklemesini emreder. Anayasa bildiğim kadarıyla „dil kopartmak“ diye bir görev vermiyor, hükümete, devlete ve siyaset insanlarına.”
KAPIYA GELDİLER
Ar, AKP’ye yakınlığı ile bilinen Mili Beka Hareketi Başkanı Murat Şahin’in “Yarın 20.30’da kapındayız” sözlerini anımsatarak, belirtilen saatte Aksu’nun kapısına gelindiğini söyledi. Erdoğan’ın sözlerinin tarikatlara “talimat” olduğunu vurgulayan Ar, “Böyle bir ifade nasıl kullanılır, nasıl bu hayal edilebilir, bir kavram halinde insan benimser? Burada bana sorarsanız karmakarışık şeyler devreye giriyor. ‚Sanatçıların dilinin koparılması‘. Burada görevler veriliyor, tarikatlara veriliyor bu görev. Ben o akşam Sezen’le beraberdim. O akşam hep beraberdik, „Kapıya geleceğiz“ dediler, geldiler. Fakat polis çok ciddi davrandı ve onları Kanlıca meydanına sürükledi. Zaten şunu haber aldık ki, gelecek ekip 10 kişi için izin almış daha fazla değil. O görünen kalabalığın yarısı sivil polisti” ifadesinde bulundu.
KORKMADIK, SANAT ÖZGÜRDÜR
Ar, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Biz korkmadık. Zaten korkan insandan Sezen Aksu olmaz. Fakat bu dil koparma meselesi ve bunun camide dile getirilmesi, bir de orada tarikatlara görev verilmesi açıkça korkunç bir tehdittir ve tehlikelidir. Bu net olarak halkı sanata, sanatçıya karşı kışkırtmaktır. Biz vazgeçmeyiz, biz işimizi yapmayı seviyoruz. Ama şu unutulmamalı ki sanat özgürdür. Kimsenin tarifiyle sanat yapılmaz.
ERDOĞAN TALİMAT VERDİ
‚Bunların kapısına gidiyorsunuz ama bunlar yetmiyor içeri de girin‘ bu ifadeden bunu anlıyorum. ‚Dil kopartma‘ bir eylem değil mi? Talimat olarak algılıyorum ve hiçbir sanatçının hayati güvencesi olmadığını düşünüyorum. Ayrıca benim annemin (Aysel Gürel) Adem ile Havva üzerine yazılmış tam 11 tane şarkı sözünü buldum, kitap haline getireceğim onları.
CAMİLER TEHDİT YERİ DEĞİL
Hiçbir şey yok, ciddiye alınmayacak, toplu iğne ucu kadar bir konuyu alıp, dil koparmaya kadar götürmek hepimizin vicdanını kanattı. Bu açıklama makamdan yapılabilirdi ya da AKP Genel Merkezi’nden neden camiden yapılıyor? Çünkü siyasi kışkırtmalar için camiyi kullanmak çok şey getiriyor. Cami ibadet yeridir, tehdit yeri değildir. Camiler hepimizindir, siyasetçilerin tekelinde ‚dil kopar‘ yerleri değildir.“
MUNGAN’DAN DA TEPKİ
Sanal medya hesabından paylaşım yapan şair-yazar Murathan Mungan ise“Bu ülkeye bir ruh iklimi armağan eden Sezen’in dilinin de, sözünün de, sesinin de hepimizde hakkı var. Hafızanın adaleti herkesi hak ettiği biçimde hatırlar. Gerisi güncelin argosu, çaresizlerin gürültüsü“ diye belirtti.
