35 yaşındaki „çiçeği burnunda“ solcu lider ve eski öğrenci aktivist Gabriel Boric, daha önce herhangi bir Şili cumhurbaşkanının aldığından daha fazla oy aldı. Boric sağ tarafından; solcu bir radikal olarak tasvir edilirken, sol onun fazla ılımlı, aslında muhafazakar olduğunu düşünüyor.
Latin Amerika’nın en genç başkanı büyük zorluklarla karşı karşıya. Ülkenin yüzde 55’nin desteğini almasına rağmen, yüzde 45’i aşırı sağcı José Antonio Kast’a oy vermeyi seçti.
Boric, ülkeyi birleştirmeye ve ne sağın ne de solun çoğunlukta olmadığı parlamentodaki açmazla başa çıkmaya çalışacak. Boric’in ana görevlerinden biri, Şilililerin yazılmakta olan yeni anayasa hakkında nasıl bir tavır alacağı ve sonbaharda bir referandum çağrısı yapmak olacak. Gabriel Boric anayasa sınavından geçmeyi başarırsa, Pinochet’nin anayasasını eninde sonunda rafa kaldıran kişi olarak tarihe geçecek.
Beş ay önce, popülaritesiyle ülkeyi hayrete düşüren aşırı muhafazakar aday José Antonio Kast’a karşı sola kimin önderlik edeceği belirsizdi. Pek çok kişi, başkent Santiago’nun belediyelerinden birindeki popüler, komünist belediye başkanı Daniel Jadue’nin ön seçimi kazanacağına inanıyordu. Bunun yerine eski öğrenci lideri Gabriel Boric seçildi.
Boric ile baş başa vakit geçiren bir yazar ve siyasi yorumcu Patricio Fernández, bunun Başkan için bir sürpriz olduğunu söylüyor.
Şili anayasası, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için 35 yaşında olmayı şart koşuyor. Gabriel Boric birkaç aylık bir farkla bu eşiği geçti. Şubatta 35 yaşına girdi. 2011 öğrenci ayaklanmasında çok daha popüler olan meslektaşı, solcu politikacı Giorgio Jackson, bir yaş daha genç olması nedeniyle bu engele takıldı ve seçim kampanyası sırasında Boric’in başkan olması için çalıştı.
İkisi de 1988’de Pinochet diktatörlüğünün seçildiği referandumun zaman diliminde doğdu. Patricio Fernández, bunların yeni bir Şili yaratma çatışmasından geldiğini söylüyor.
Gabriel Boric, Hırvat bir baba ve Katalan bir anne tarafından Şili’nin güneyindeki liman kenti Punta Arenas’ta büyüdü. Hukuk okumak için Santiago’ya taşındı ve 2011’de dünyanın en pahalı eğitim sistemlerinden birini yaratan politikalara karşı ülke çapındaki öğrenci ayaklanmasına öncülük etti. Ayaklanma, ücretsiz öğrenim ücretleri ve kâr amacı gütmeyen ilkokullara devlet hibelerinin kesilmemesini talep etti. Öğrenci ayaklanması başarılı oldu ve Gabriel Boric bağımsız aday olarak Şili parlamentosuna seçildi. Birkaç yıl sonra, sosyalist Michelle Bachelet’i 2000’lerde Şili’yi iki farklı dönemde yönetirken neoliberal bir ekonomi politikası izlediği için eleştiren sol kanat Frente Amplio partisini kurdu.
Seçim kampanyası sırasında aşırı sağcı José Antonio Kast, Gabriel Boric’i Şili’yi yeni bir Venezuela’ya dönüştürmek isteyen solcu bir radikal komünist olarak tanımlamaya çalıştı.
Ancak, Boric nerede durduğu konusunda çok net. Nikaragua, Küba ve Venezuela’daki rejimlerden uzaklaştı. Patricio Fernández, onun modern sola ait olduğunu söylüyor.
Boric’in aslında her iki tarafı da dinleyen bir Sosyal Demokrat politikacı olduğuna inanıyor.
Boric parti içinde genellikle çok ılımlı olduğu için eleştiriliyor. Patricio Fernández, onun daha ılımlı olan „sarı sola“ ait olduğunu söylüyorlar,diyor.
Gabriel Boric’in siyasi lider olarak kariyer yaptığını görenlerden biri de: On yıl önceki öğrenci ayaklanması sırasında öğrenci konseyinin bir üyesi olan Ximena Peralta ’Akıl yürütme tarzını beğendim. Son derece açıktı’ diyor.
Bu her iki isim de, birkaç yıl sonra Frente Amplio’yu kuracak olan sol partilerden birinde siyasi olarak çalışmaya başladılar.
’Boric nazik ve hassastır, ciddi olduğunu ve politikasını gerçeklere dayandırdığını ancak doğaçlama da yapabileceğini’ vurgulayarak:
Şili’nin yeni seçilen cumhurbaşkanı basit bir hayat yaşıyor, kız arkadaşıyla birlikte Santiago’nun merkezinde iki odalı bir dairede yaşıyor. Arabası yok, nadiren yemek yapıyor ve çok pizza sipariş ediyor. Kendisi ’adanmış bir ağır metal müziği’ hayranıdır ve arkadaşlarıyla bira içmeyi sever. En küçük kardeşi Tomás on bir yaşında kansere yakalandığında, Gabriel Boric kardeşine bakmak için eğitimine ara verdi. Hayatın onsuz yaşamaya değmeyeceğini, söylerdi, diyor.
Bazıları devranın döndüğünü, Şili’nin 1970-73’te Şili’nin sosyalist başkanı olan yeni bir Salvador Allende’ye sahip olduğunu söylüyor. Boric mesellerin farkında ve zafer konuşmasını Allende’nin 1970’de cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığında yaptığı gibi aynı yerde ve anlamda bitirmeyi tercih etti.
‚Şimdi, adilce elde edilen bir zaferden gelen sağlıklı sevinçle evlerinize dönün‘ demesi, hem Gabriel Boric’in kendisini hem de pek çok kişiyi epey duygulandırdı.