ÖRAV’ın 7. Eğitim Şenliği’nde tüm Türkiye’den 4 bin’e yakın öğretmen, alanında uzman konuşmacıları dinledi. Konuşmacılardan Prof. Dr. Feza Orhan, pandemi döneminde deneyimlenen uzaktan eğitim araçlarının ne kadar kalıcı olacağı konusunda tespitlerde bulundu.
“Bilgi iletişim teknolojileri bir merdivendir, öğretmen her zaman teknolojiden daha önemlidir”
Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini desteklemek, sürekli gelişim yolculuklarında yanlarında olmak amacıyla 2008 yılında kurulan ve eğitim programları ile bugüne dek 220.000’den fazla öğretmene ve eğitim yöneticisine ulaşan ÖRAV’ın bu yıl 7.’sini düzenlediği Eğitim Şenliği, çevrim içi olarak gerçekleşti. Şenliğe tüm Türkiye’den eğitimciler ve aileler katıldı.
Bu yıl eleştirel düşünme becerileri, teknolojinin eğitime entegrasyonu ve oyun/oyunlaştırma konuşuldu
Eğitim sistemindeki değişimi ve dönüşümü tüm dünyadan örnekleri izleyerek yakından takip eden ÖRAV, eğitimcilerden aldıkları geri bildirimlerle bu yılki şenliği eleştirel düşünme becerileri, teknolojinin eğitime entegrasyonu ve oyun / oyunlaştırma başlıklarına odaklanarak tasarladı. Ezo Sunal’ın “Çocuk ve Müzik” başlıklı konuşmasıyla başlayan şenlikte, Prof. Doğan Kökdemir, Prof. Giray Berberoğlu, Dr. Yankı Yazgan, Doç. Dr. Burak Karabey, Prof. Feza Orhan katılımcılarla değerli bilgiler paylaştı. Şenlik kapsamında konuşmaların yanı sıra atölye çalışmaları da gerçekleştirildi. Yayının tamamı ÖRAV’ın Youtube kanalından izlenebilir.
Orhan: “Pandemi bize öğrenmenin sadece bilişsel bir süreç olmadığını hatırlattı, şimdi bildiklerimizle öğrendiklerimizi harmanlama çabası içindeyiz.“
Geçen yıl bir anda evlere kapandık. Bu yıl ise hiçbir şey olmamış gibi Covid nedeniyle aksamalar yaşanan yüz yüze eğitimdeyiz. Ancak her dönem bir öğrenme sürecidir. Hala yeni davranışlar kazanıyoruz. Bu kriz sürecinde öğrendiklerimizi yeniden gözden geçirdik, bildiklerimizle öğrendiklerimizi harmanlama çabası içindeyiz. Sınavlar, PISA’lar büyük bir koşturma içindeyken evlere kapandık ve önemli olduğunu bildiğimiz bazı şeyleri ihmal ettiğimizi fark ettik.
“Bir öğretmenin en güçlü olması gereken alan öğretim tasarımıdır.”
Bu süreçteki araştırmalar ve öğretmenlerin deneyimleri öğrenmenin sadece bilişsel bir süreç olmadığını hatırlattı. Öğrenme bilişsel, duyuşsal ve sosyal süreçlerle gerçekleşen bir eylemdir. Ekran karşısında sadece bilişsel süreçler üzerinden bir öğrenmenin işe yaramadığını gördük. Entegre edilen araç ne olursa olsun eğitimde anahtar unsur etkili öğretim tasarımındadır. Bir öğretmenin en güçlü olması gereken alan budur. İlkeler, modeller, yöntemler, değerlendirmeler önemlidir.
“Uzaktan eğitimde etkili öğrenmenin gerçekleşmeme sebebi öğrencilerin duyuşsal ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmaması oldu”
Uzaktan öğretim kuramsal temelleri ve farklı dinamikleri olan bir disiplin alanıdır. Öğretmeni ekranın karşısına koymadan önce öğretmenler başarı için akademik olarak gerekli becerilerle ve kuramsal bilgilerle donatılmalıdır. Öğretmenler bu dönemde bireysel olarak çok çaba gösterdiler. Öğrenci ihtiyacına göre içerik, öğrenciler arası etkileşime imkan veren bir uzaktan öğretim sistemi olmadan başarıya ulaşılamayacağını bu süreç bize ve politika yapıcılara öğretti. Uzaktan eğitimde öğrenmenin gerçekleşmeme sebebinin öğrencilerin duyuşsal ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmadığını ortaya koyduk özel okullarda ve devlet okullar öğrencilerini kapsayan araştırmalarımızla.
“Teknolojinin bireysel öğrenme yollarına katkısı büyük”
Bilgi iletişim teknolojisinin öğrenme sürecinin her safhasına entegre edilmesinin tüm sorunları çözmeyeceğini belirten Prof. Dr. Feza Orhan, öncelikle öğrenme probleminin nedenlerinin iyi analiz edilmesini önerdi. Orhan trendler nedeniyle yeni teknolojilerin iyice analiz edilmeden sınıflara sokulmasının, gerçek öğrenim sorunlarını çözmedeki çabaya zarar verebildiğini ekledi. Okul üniversite işbirliğinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Orhan, öğretmenlere daha önceden işlerine yarayan araç ve uygulamaları da göz ardı etmemeleri, teknolojinin entegrasyonu konusunda dikkatli olmalarını önererek, bilgi iletişim teknolojilerinin en büyük faydasının bireysel öğrenme yollarına katkısı olduğunu ekleyerek sözlerine son verdi.
Öğretmen Akademisi Vakfı
Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) öğretmenlerin, geleceğe yön veren kuşakların çağdaş ve sağlıklı bir dünya yaratabilmeleri için yetiştirilmesinde liderlik etmelerine katkı sağlamak amacıyla 2008 yılında kuruldu. Vakıf, aynı zamanda eğitimin en önemli odak noktalarından olan öğretmenliğin; özel bilgi, beceri ve tutum gerektiren bir meslek olarak toplum algısında hak ettiği değere ulaşmasına destek oluyor. 21. yüzyılın gerektirdiği zihinsel, sosyal, duygusal ve dijital becerilere sahip bireylerin yetiştirilmesinde sorumluluk üstlenen öğretmenlerin sürekli gelişimleri için eğitimler tasarlayan ve yaygınlaştıran, atölyeler ve seminerler düzenleyen ÖRAV, bugüne kadar Türkiye’nin 81 ilinde 230.000’den fazla öğretmene ulaştı. ÖRAV’ın devam eden projelerinin yanı sıra, tamamlayıcı bir sürekli eğitim ve bilgi paylaşım platformu olarak kurulan ve bugün tüm eğitimlerin gerçekleştirildiği „eKampüs Uzaktan Eğitim Platformu“ da düzenli olarak yenilenerek, kullanım kapsamı zenginleştiriliyor. Platformun tüm Türkiye’den 20 binden fazla aktif kullanıcısı bulunuyor.