Yazar Mehmet Kabadayı, kaleme aldığı ‘Yüzleşme olmadan hakikate ulaşılmaz’ başlıklı yazısında, Osmanlı’dan günümüze Alevilerin hep ötekileştirildiğin, belirterek, “Toplum olarak yıllardır ve günümüzde de yaşadığımız bütün sorunlar bu tekçi-inkârcı ve asimilasyoncu ve manipülasyoncu anlayıştan kaynaklanmaktadır. Artık bu durumla yüzleşmemiz gerekiyor!” dedi.
Yazar Mehmet Kabadayı, kaleme aldığı ‘Yüzleşme olmadan hakikate ulaşılmaz’ başlıklı yazısında, Osmanlı döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de Alevilerin hep ötekileştirildiğini ve asimilasyonla dönüştürülmek için devletin tüm imkânlarının kullanıldığını belirtti.
Yazısında, 1925 yılında yürürlüğe giren Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılmasına dair 677 Sayılı Kanuna da değinen Kabadayı, toplum olarak yıllardır ve günümüzde de yaşadığımız bütün sorunların bu tekçi-inkârcı ve asimilasyoncu anlayıştan kaynaklandığını vurguladı. Kabadayı, bu durumla artık yüzleşilmesi gerektiğinin de altını çizerek, hakikatlere ulaşmak için bunun şart olduğunu aktardı.
“OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ALEVİ İNANCI YOK SAYILDI”
Kabadayı’nın ‘Yüzleşme olmadan hakikate ulaşılmaz’ başlığıyla kaleme aldığı yazı şöyle:
“Osmanlı döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de Aleviler hep ötekileştirildi ve asimilasyonla dönüştürülmek için devletin tüm imkânları kullanıldı. 1925’te yapılanlar, 1826 yılında yapılanların aynısıdır. 30 Kasım 1925’te çıkartılan, 13 Aralık 1925 yürürlüğe giren Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılmasına dair 677 Sayılı Kanunla: Alevi Dergâhları kapatıldı. Kızılbaş-Alevi-Bektaşi’lerin Pirlik, Mürşidlik, Dedelik, Babalık ve Çelebilik gibi unvanları ve de Alevi inancı (öğretisi) yok sayılıp yasaklandı…
“BİR TOPLUMUN İNANÇ YERİNE MÜZE YAPMAK EN BÜYÜK ZULÜMDÜR”
Bu yasakla birlikte Alevilere inanç olarak Müslümanlık-Sünnilik-Hanefilik; ibadet yeri olarak da cami adres gösterildi. Sonrasında ise Dergâh müze statüsüne alınıp Kültür Bakanlığına devredildi. 16 Ağustos 1964 yılında müze olarak ziyarete açıldı. Bu tarihten itibaren Kızılbaş-Alevi-Bektaşiler Dergâhlarını (son 4-5 yıl hariç) bilet alarak ziyaret ettiler. Pir Hünkâr Bektaş Veli Dergâhı hâlâ Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak “müze” statüsündedir. Kızılbaş-Alevi-Bektaşi’lerin Cem hizmetini yürütmelerine kapalıdır. Bir toplumun öğreti merkezlerini yasaklamak, satmak ve müzeye çevirmek o öğretiye yapılan en büyük zulümdür.
“YÜZLEŞME OLMADAN HAKİKATE ULAŞILMAZ”
30 Kasım 1925’de çıkarılan 677 sayılı kanunu ve bu sürecin devamında yaşanılanları görmezden gelmek ve aklamak için, 1826 yılında yaşanılan vahim durumu emsal göstermek acizliktir.
Toplum olarak yıllardır ve günümüzde de yaşadığımız bütün sorunlar bu tekçi-inkârcı ve asimilasyoncu ve manipülasyoncu anlayıştan kaynaklanmaktadır. Artık bu durumla yüzleşmemiz gerekiyor! Yüzleşme olmadan hakikate ulaşılmaz…”