in ,

„Türkiye’de içselleştirilmiş bir eşitlik yok, Aleviler kendilerini güvende hissetmiyor“

Avukat Aysemin Gülmez

Hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezası verilen Yazar Erdal Yıldırım’ın avukatı Aysemin Gülmez, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’in masumiyet karinesini’ ihlal ederek, Yıldırım hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme kararı vermediğini söyledi.

Hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezası verilen Yazar Erdal Yıldırım’ın avukatı Aysemin Gülmez, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’in masumiyet karinesini’ ihlal ederek, Yıldırım hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme kararı vermediğini söyledi. Alevilerin kendilerini güvende hissetmediklerini belirten Av. Gülmez, “Türkiye’de içselleştirilmiş bir eşitlik yok” dedi. 

Yazar Erdal Yıldırım, sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılırken; mahkeme heyeti Yıldırım hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ile erteleme kararı vermemişti.

Av. Aysemin Gülmez, PİRHA‘ya yaptığı açıklamada, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Yıldırım hakkındaki bir soruşturmayı gerekçe göstererek erteleme kararı vermediğini belirtti. Av. Gülmez, masumiyet karinesinin mahkeme tarafından çiğnendiğini söyledi.

PİRHA’YA VERDİĞİ GÖRÜŞE SORUŞTURMA AÇILDI

Yıldırım hakkındaki soruşturmanın ise “Alevi katliamı istiyoruz” diyen Mahmut Ekinci’ye dair ajansımız PİRHA‘ya 17 Eylül günü vermiş olduğu bir görüş nedeniyle açıldığı öğrenildi.

Av. Gülmez, Yıldırım tarafından yapılan ve davaya konu olan sosyal medya paylaşımlarının “terör örgütü propagandası yapma” suçu ile ilişkilendirilemeyeceğini kaydederken; suç unsurlarının da oluşmadığını vurguladı. “İşin ilginç tarafı ise erteleme kararının verilmemesi oldu” diyen Gülmez, erteleme kararının verilmeme nedenini şöyle açıkladı:

“SÖYLEMLER BAĞLAMINDAN KOPARILMIŞ”

“Alt sınırdan ceza verildi fakat erteleme kararı verilmedi. Ertelemenin şartlarından bir tanesi ise daha evvel hakkınızda kasten işlenmiş suçun olmaması gerekiyor. Yıldırım’ın da böyle bir suçu yok. Ertelemenin verilmeme gerekçesi olarak da Yıldırım hakkındaki bir soruşturma gösterildi. “Alevi katliamı istiyoruz” diyen şahıs ile ilgili olarak müvekkilimin PİRHA‘ya verdiği insani bir görüş var. Yıldırım, Alevilerin örgütlü olarak hukuk yoluna başvurması gerektiğini ifade etmiş. Oradaki söyledikleri bağlamından koparılarak, cımbızla çekilmiş bir kelime nedeniyle hakkında soruşturma başlatılmış.”

“MASUMİYET KARİNESİ, YARGIÇLAR TARAFINDAN İHLAL EDİLDİ”

Gülmez, henüz sonuçlanmayan soruşturmanın, mahkeme tarafından erteleme kararında gerekçe gösterilmesini ise ‘masumiyet karinesinin’ ihlali olarak değerlendirdi. Gülmez şunları söyledi:

“Burada acı olan bir durum var. Birincisi, müvekkilimiz hakkında bu nedenle soruşturma başlatılmış olması. Daha bile açılmamış. Belki takipsizlik kararı verilecek. Belki dava açılacak ve akabinde beraat kararı verilecek. Uluslararası evrensel bir ilke var. O da masumiyet karinesidir. Bir insan hakkında dava açılsa bile suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olana kadar o kişi masumdur, suçsuzdur. Masumiyet karinesinin ihlal edildiği kanaatindeyiz.

Müvekkilimiz hakkında açılmış bir soruşturma var ama açılmış bir dava, verilmiş bir hüküm yok. Bunu gerekçe yaparak, erteleme kararı verilmemiş olması masumiyet karinesinin çiğnenmiş olduğunu gösteriyor. Bugün baktığımız zaman Adalet Bakanlığı masumiyet karinesi ile ilgili sempozyum düzenliyor. Diğer taraftan bakıldığında ise yargıyı fiilen uygulayan yargıçlar tarafından masumiyet karinesinin ihlal edildiğini görüyoruz. Hukuki anlamda ülkemizi çok ciddi anlamda geriye götüren bir durum bu. Müvekkil açısından bakıldığında ise adalete olan güvenin sarsılmış olduğunu görüyoruz. Kaygı verici bir durum.”

“‘ALEVİ KATLİAMI İSTİYORUZ’ DİYEN KİŞİ HAKKINDA ‘HAGB’ KARARI VERİLDİ”

“Alevi katliamı istiyoruz” diyen Mahmut Ekinci hakkında verilen mahkeme kararına da değinen Gülmez, “O şahıs hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veriliyor. Bir bakıma cezasızlıkla sonuçlanan bir durum söz konusu. Alevi kurumlarında temsilcilik görevi yapmış müvekkilim ise Alevilerin topyekun olarak dernekler ve hukuki bağlamda bir süreç yürütmesi, refleks göstermesi gerektiğini söylüyor. Fakat bu söyleminden dolayı bugünden itibaren bir soruşturma ile karşı karşıya. İki ayrı düzlemde hukukun çiğnenmiş olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“ALEVİLER KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYORLAR”

Gülmez, Mahmut Ekinci’nin Alevilere yönelik nefret içerikli başka paylaşımlarının da olduğunu fakat mahkemenin durumu bilmesine rağmen HAGB kararı verdiğini hatırlattı. Gülmez şöyle konuştu:

“‘Alevi katliamı istiyoruz’ diyen şahıs o paylaşımının ardından bir kadının yapmış olduğu “Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile” paylaşımının altına “Yakarak deneyelim istersen” yazmış. Mahkeme bunu da bildiği halde o şahıs hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vermiş. Bu ülkede yaşayan Aleviler çok normal olarak kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Ancak bu tarz yazıların yazılması ve yazanların ceza almaması, yaptırımla karşı karşıya kalmaması durumunda Aleviler kendilerini ne yazık ki güvende hissetmiyorlar.

Bu ülkede yürekli hakim ve savcıların olduğuna inanıyorum açıkçası. Fakat gelinen noktada fiilin değil de failin yargılandığı; fiilin değil failin suçsuz bırakıldığı bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Faile göre cezasızlık, faile göre yaptırımlar var. Oysa olması gereken ise fiillerin cezalandırılması gerekiyor. İşte o zaman eşitlik ilkesine göre davranmış olursunuz. Günümüz Türkiye’sinde yargının gelmiş olduğu nokta hepimizin yüreğini yaralıyor.”

“SÜNNİLER İLE EŞİT HİSSETMİYORLAR; İÇSELLEŞTİRİLMİŞ BİR EŞİTLİK YOK”

“Alevi arkadaşlarımıza, “Kendinizi Sünniler ile eşit hissediyor musunuz?” diye sorduğumuz zaman hepsinden aldığımız tek bir cevap var. Ekonomik ve eğitim durumu çok iyi dahi olsa hiç fark etmeden kendilerini eşit hissetmediklerini söylüyorlar” diyen Gülmez, Türkiye’de içselleştirilmiş bir eşitliğin olmadığını söyledi.

Gülmez, “İnsanların bu hissiyata kapılmaları için uzun bir sürenin geçmesi gerekiyor. Sünni arkadaşlarımıza sorduğumuzda da onlar da kendilerini eşit hissetmiyorlar. Bunun aşılması gerekiyor. Bu aşıldığı zaman “Alevi katliamı istiyoruz” tarzında bir paylaşım yapmak herhangi bir kişinin aklından dahi geçmeyecek. Aleviler her zaman barıştan, sevgiden, dostluktan yanalar. Söylenen sözlerin bağlamından koparılmaması gerekiyor. O cümleyi okuyan herkesin yargıçlar da dahil aynı sonucu çıkarması gerekiyor. Cümleden aynı sonuç çıkarılmıyorsa, yargıcın burada yaptığı niyet okuma olur. Niyet okumayla yargılama yapılamaz; sonuca gidilemez. Hukuk ilkelerine de aykırı bir durum bu” dedi.

“KARANLIK TABLO ORTADAN KALKACAK, UMUTLUYUM”

Erdal Yıldırım ise şunları söyledi:

“Bu karamsar tablonun ortadan kalkacağı umudu her zaman var. Geçmişte milyonlar bir araya gelerek antidemokratik uygulamalara karşı tepkilerini gösterdiler. Bütün ötekiler, ezilenler olarak yan yana geldiğimiz müddetçe bu kötü günlerin ortadan kalkacağına yönelik inancımı taşıyorum.”

NE OLMUŞTU?

Yazar Erdal Yıldırım, “Alevi katliamı istiyoruz” paylaşımında bulunan Mahmut Ekinci’ye ilişkin PİRHA‘ya 17 Eylül 2021 günü verdiği görüşte şu ifadeleri kullandı:

“Alevi örgütleri ve toplumu, güçlü bir şekilde yan yana gelmeli ve sadece salonlara sıkıştırılmış basın açıklamalarıyla değil, mutlaka kamuya mal edecek şekilde bir refleks göstermeli. Hatta bununla ilgili hem bireysel hem de kurumsal olarak çeşitli karşı davalar açılması lazım. Alevi örgütleri çok hızlı harekete geçmeli. Çünkü genelde şöyle bir hata oluyor; süreç erteleniyor, birkaç gün konuşuluyor ve sonra iş artık kanıksanmaya başlanıyor ve sonuç alma odaklı da olmuyor. Derhal vakit geçirmeksizin Alevi temsilcileri bu konuda hukuki yollarla birlikte fiili olarak tepkiyi kamuoyu ile paylaşmalılar.”

14. ACM: SUÇA MEYİLLİ YAPISI BULUNUYOR

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ise 4 Kasım 2021 tarihinde görülen ikinci duruşmada Yıldırım hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. HAGB ve erteleme kararı ise vermedi. Mahkeme, kısa kararında duruma gerekçe olarak da, “Sanık hakkında devam eden soruşturma içeriği dikkate alındığından, suça meyilli yapısı bulunduğu ve tekrardan suç işlemeyeceğine ilişkin mahkememizce olumlu kanaatine oluşmadığı dikkate alınarak; sanık hakkında TCK’nın 51/1, CMK’nın 231/5 maddesinin ayrı ayrı uygulanmasına yer olmadığına hükmedilmiştir” ifadelerini kullandı.

Barış KOP / İSTANBUL

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Vertragsabschluss mit Neste unterstreicht Engagement für nachhaltigen Luftverkehr

Starke EU-Asylagentur zur Unterstützung der Asylsysteme in den Mitgliedsstaaten