Merhaba
Bu, postaya atılmayacak cevabı beklenmeyen bir mektup olacak. Çünkü dünya gezegeninde hayat hakkı erkeklerin töre cinayetiyle elinden alınmış bir kadın olan benden geliyor. Başıma gelenleri anlatmak vicdanlarınıza, insanlığınıza dokunmak istedim.
On yedi yaşında bir gence vurdurdular beni sokak ortasında. Kocamın şiddetinden kaçıp uzak bir şehirde yeni bir hayata başlamaktı suçum.
Bu güzel kentte yaşayan arkadaşım çağırmıştı. Gel, burada çalışır, çocuklarına da bakarsın demişti, Bütün cesaretimi topladım üç çocuğumla gizlice geldik. Bulurlar diye de söylemedik kimselere. Kolay değildi bizim oralarda kocasını bırakmak… Hem de uzaklara gitmek… Bunun bedeli de çok ağırdı. Gençliğime gücüme güvendim. En çok da o evde, o zehir hayata katlanmamak çocuklarımı da orada yaşatmamak istedim. Ne olursa olsun gidecektim.
Küçük bir evi paylaştık arkadaşımla. O da benim gibi şiddetten kaçmıştı. Nöbetleşe temizliğe gidip çocuklarımıza da bakıyorduk. Pazara, gezmeye, parka hatta sinemaya bile gidiyorduk. Önceden nerde? Bütün dünyamız ev, akraba çevresiydi. İzinsiz bir yere gitmek hayal bile değildi. Bu batı şehrinde başka bir hayat olduğunu yaşayarak öğrenmiştim. İnsanın boyunduruk altında olmadan aşağılanmadan, dövülmeden yaşaması ne güzelmiş!
Bu kadar huzurlu yaşarken bu durumun çok sürmeyeceği kuşkusu hep içimdeydi. Bir gün izimizi bulacaklarından korkuyordum. Çok sürmedi.
Kocamın on yedi yaşındaki amcasının oğlu, yolun ortasında herkesin gözü önünde demirin ateş saçan aletiyle ölümü kusturdu üzerime. Nereden geldiğini göremediğim ateşler içime doldu. Gövdem yangınlar içinde. Yığıldım kaldırıma…
…
On beş gündür hastanenin morgundayım. Cenazemi kimse sahiplenmiyor. Beni toprağa o sonsuz uykumdaki mekanıma koyacak kimse yokmuş. Ölüm kararımı verenler neyse de anam, babam, kardeşlerim… Çok mu korktunuz kızınızın cenazesini almaktan? Korkmayın ben artık kaçamam. Sizi zorda bırakamam… O lanet olası töreleriniz… Benim canımdan ,çocuklarımın annesizliğinden daha mı kıymetliydi? Sustunuz ya… Öldürme emrinizle zehirlediğiniz beni vuran genç değil hepiniz benim katilimsiniz… Susanlar… Hepiniz…
…
Kadınlar toplanmışlar. Bayağı kalabalıklar. Ellerinde büyütülmüş güzel birfotoğrafımı taşıyorlar. Üstüne de yazmışlar,” KİMSESİZ DEĞİLSİN” Tabutumu omuzladılar. Genç yaşlı pek çok kadın… Arı gibiler. Hepsinin yüzünde öfke ve acı görüyorum. Bense şaşkınım… Hem de mutlu… Cenaze arabasına koydular. Aralarında ev arkadaşım da var. O haber vermiş kadın örgütüne. Onlar da ötekilere. Toplanmışlar benim için. Büyük bir halka oldular. Ellerinde benim gülen resmim. Bir genç kadı, kadın cinayetlerinin giderek arttığını erkeklerin asla böyle bir hakkı olmadığını bunun durdurulması gerektiğini erkek egemenliğine ve kadın katliamlarına karşı mücadele edeceklerini elindeki kağıttan heyecanla göz yaşlarını tutamayarak okudu. Çok duygulandım. Yaşasaydım ben de onların içinde olmak isterdim. Çok yürekliler, çok kararlılar, çok iyiler… İki otobüs kadınla mezarlığa geldik. Tabutumu yine omuzladılar. İncecik omuzları yorulunca başkası yerine geçiyordu. Beni toprağıma öfkeli ama şefkatli kadın elleriyle bıraktılar. Tahtalarımı hasırımı özenerek çeyiz hazırlar gibi… Son toprağımı kadar hep narin anaç kadın elleri çalıştı. Sonra da çiçeklerle bezediler toprağımı… Kırmızı beyaz mor karanfillerle… Onlar yüreklerindeki acıyı, sevgiyi dayanışmayı da çiçeklerin yanına koydular. Duyguları aktı toprağıma gözyaşı oldu, öfke oldu… Hepsi bu zulme isyanda. Erkek mezarcılar geriden şaşkın şaşkın baktılar. Görmemişler bunca uzun yolda kadınların tabut taşıdığını, ölen insanı mezara indirmeyi, toprak anaya kavuşturmayı…
Mezarımı da yaptıracaklarmış… Çocuklarım bilsin de gelsinler diye… Arkadaşım çok ağlıyor. ”Öldürenler! Rahat olun artık… O yaşamıyor!” Diye dövünüyor. Ben yirmi sekiz yaşında erkek şiddetiyle, törelere, cehalete kurban verilip hayata veda ettim. Oysa yaşamak çocuklarımı büyütmek özgür bir kadın olmak isterdim… Başıma gelenleri hiçbir kadın yaşamasın… Bu dileklerle başka bir hayattan beni sahiplenen bütün kadınlara selam, sevgi ve muhabbetimi yolluyorum. İyi ki bu yiğit, bu güçlü, haksızlığa karşı çıkan, bilinçli kadınlar var… Kimsesiz değilmişim.
2017 HAZİRAN / İZMİR