in ,

Bu mektubun alıcısı kalpler

ÖYKÜM DENİZ

Bilim dünyası elinizi soktuğunuz zaman yok olduğunu düşünebileceğiniz kadar derin bir sonsuzluktur.

Bilim dünyası elinizi soktuğunuz zaman yok olduğunu düşünebileceğiniz kadar derin bir sonsuzluktur. İçine daldırdığımız elimizle, zihnimizle, gözlerimizle ya da algılarımızla kapabildiğimiz her şey herkesçe bilinir ve üzerine çalışılabilinir. Fakat daha keşfedilmeyen binlerce şey orada beklemeye devam eder. Bilimin sonsuz uzaklığı beni hep heyecanlandırmıştır. İşitilen bir kelime dahi vücudumuzun gizli kalmış bir bölümünü keşfetmemize yardımcı olur belki ya da bu gezegende yalnız olmadığımızı gösterir. Belki beş parmağa sahip olmak da özel olmamızı sağlamıyordur, belki insanlık türün son örneği değildir. İşte bu soruların cevabı bilimin sonsuz derinliğindedir. Pulitzer Ödülü sahibi, Ted konuşmacısı, doğa bilimci, yazar ve biyolog Edward O. Wilson’un Çin Seddi misali uzayacak çok takısı var. Onu tanıdıkça daha da fazlasını kendiniz keşfedeceksiniz. Say Yayınları tarafından eserlerine oldukça yer verilen Edward O. Wilson’un Genç Bilimadamına Mektuplar kitabı 2014 yılından beri raflarda kendisini keşfetmenizi bekliyor. Richard Dawkins’in izinden giden ve ona hayranlığını dile getiren Edward O. Wilson, bu kitabında tıpkı kendi çocukluğunda keşfetmenin değerini anlayıp bilim yolunda kararsız adımlar atan genç bilim insanı adaylarına el uzatıyor. İzci Çocuk Kampı’nda doğanın içerisinde bulunmasıyla ne kadar çok hayvanın var olduğunu fark eden çocuk Wilson, ilk hayranlığının yılanlara karşı olduğunu keşfeder. Her yılan keşifçisi gibi zehirli bir yılan tarafından ısırılmasıyla hayvanların yaşadıkları gizemli hayata olan ilgisi daha da artmıştır. Yılanlarla başlayan bu keşif aşkı daha sonrasında yerin üzerinde belirli bir çizgi üzerinde yürüyormuş gibi istifini bozmayan ve hep bize çalışkan olarak anlatılan karıncalara olan hayranlığıyla devam eder. Daha sonra karıncalara olan bu hayranlığı da büyüyüp yılanlara olan aşkını geçecektir. Böylece biyolog olmasına ve bu konuda uzmanlaşarak Harvard Üniversitesi’nde akademisyen olmasına yardımcı olacaktır bizim çalışkan karıncalar.

Kendi bedeninizden sıyrılıp özgür kalan ruhunuzla doğanın içerisinde gezintiye çıkabileceğiniz bu kitapta en etkilendiğim kısma değinmek isterim. Karıncaların ölen karıncaları taşıyarak mezarlık dedikleri karınca süprüntülerine attıkları andan etkilenen Wilson’un bu ölüyü fark etme anını merak edip araştırmalar ve deneyler yapması sonucunda ölü karıncadan yayılan oleik asit ve oleatların kokusuna duyarlı olması ve onu taşımaya yeltendiğini fark etmesini okuduğum an benim için muhteşem bir andı.

“O yaptıysa ben de yapabilirim ve belki daha iyisini bile yapabilirim” düşüncesiyle hareket etmesini istediği gençlerin elindekiyle yetinmeyerek daha fazlası için çaba göstermesini, pes etmemesini, araştırmaya devam etmesini ve keşfetmesini isteyen Edward O. Wilson kendi anılarına da bolca yer vererek aslında bilim adamlarının içimizden birileri olduğunu kanıtlıyor.

Tutkuyu eğitimin önüne koyan, matematiğin her şeyde zorunlu olmadığını gören, istediği takdirde yapabildiklerine hayret eden Edward O. Wilson’ın bir sözüyle bitirmek isterim. “Kişi, bazı çabaları kaçınılmaz olarak çıkmaza girse bile, uzun saatler boyu zevkle çalışma ve araştırma becerisine sahip olmalıdır.”

BirGün

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Turkish Airlines erhöht Kapazität ab Hamburg weiter und bietet eine neue Strecke im Sommer 2022

Mehr biologische Vielfalt auf landwirtschaftlichen Flächen