in ,

ELON MUSK’IN DÜNYASI

Biyografi

“Fizik, düşünmenin iskeletini oluşturur. Bununla kastettiğim, her şeyi esas temellerine indirgemek ve analojinin mantığına aykırı biçimde düşünmeye oradan başlamaktır. Hayatımızın büyük bölümünde analojinin mantığına vakit harcıyoruz."

Elon Musk hep sıra dışı işlerin peşinden koşan, bir bilim insanı olmasa da her zaman teknolojik gelişme için ön açıcı işlev gören biridir. Bu özellikleriyle onun yetişme biçimi ve bu bağlamda dünyayı algılama şekline dikkat çekmek onu anlamak için anlamlı olacaktır.

Musk bir sorunu çözmek ya da yeni ufuklara yelken açmak için öncelikle doğru önermelere sahip olmak gerektiğini söyler. Önermeler konuyla doğru bir biçimde ilintili midir, bunu sorar, buna dayanarak doğru sonuçlara ulaşılabileceğini belirtir. Ona göre bu sorunsal, eleştirel düşüncenin temelini oluşturur, insanların bunu başaramamasına şaşırdığını söyler. Önermelerde bulunabilmek için her şeyden önce düşünmek gerekmektedir, düşüncenin ilkelerini şöyle belirler:

“Fizik, düşünmenin iskeletini oluşturur. Bununla kastettiğim, her şeyi esas temellerine indirgemek ve analojinin mantığına aykırı biçimde düşünmeye oradan başlamaktır. Hayatımızın büyük bölümünde analojinin mantığına vakit harcıyoruz. Bu da diğer insanların hayatlarını, ufak tefek değişiklikler yapılmış halleriyle kopyalamak anlamına geliyor. Bunu yapmak zorundasın, çünkü aksi takdirde ruhsal açıdan zor zamanların üstesinden gelemezsin. Ancak yeni bir şey yapmak istediğinde, fizik yaklaşımına başvurman gerekir. Fizik, kuantum mekaniği gibi mantığa aykırı yeni şeylerin nasıl keşfedileceğini bilir.”

Musk çoğu insanın kapasitesini kullanmadığını söyler, aslında öğrendiklerinden çok daha fazlasını öğrenecek durumdadırlar. Birçokları fazla uğraşmadan teslim olmakta, kendilerini hafife almaktadırlar, asıl olan mücadele etmektir. Böyleleri için tavsiyelerde bulunur. Bilgiyi bir tür ağaca benzetir, buna göre önce ağacın gövdesi ve ana dalları esas alınmalı, bunlar kavranmalıdır, belki de bu ağaçta tutunacak doğru dürüst dal bile yoktur, emin olunduktan sonra ayrıntılara geçilmelidir.

Bilgi edinme süreçlerinin temelleri daha çok okulda verilen yöntemlerle atılmaktadır. Bu yanıyla okul çoğunlukla bir zorunluluk olduğu için birçok çocuk neden okulda olduklarına dair düzgün bir bilgiye bile sahip değildir. Oysa herhangi bir şeyin nedenini açıklamak motivasyon için en başta gelen unsurlardandır, böyle söyler, böylece amaç netleşecek, niçin sorusunun yanıtları çok daha açık olacaktır.

Musk, kitaptan ya da hayattan öğrenilen bilgi edinme süreçlerinden daha çok kitapları kullandığını söyler. Fiziksel güç gerektiren işlerde hiç çalışmamıştır, bu yüzden işe başlarken hep teorik bilgilerin peşinde koşar. Bu yanıyla belli bir meslek sahibi olmak için alınan eğitim ona göre elbette önemlidir ama illa ki olmazsa olmaz da değildir.

Musk daha çok pragmatik gibidir, iş içinde öğrenme süreçlerinin devam edebileceğini de vurgular. Ona göre başarılı bir iş kurmak için gerekli bilgiler okulda da okul dışında da öğrenilebilinir. Okul sadece süreci hızlandıran kurumdur, üstelik bu durum her zaman doğru da değildir. Okulun toplumsal işlevi sadece meslek edinme süreçlerine indirgenirse, hayatı, evreni anlama çabası dışlanırsa varılacak noktanın neresi olduğu açıktır. Bu bağlamda Musk, okul etkili bir öğrenme süreci sağlar, hatta tecrübeyle öğrenilenlerden daha etkili yollar da sunabilir, der. Girişimcilerden hareketle lise mezunlarının yanı sıra doktorasını yapmış girişimcilerin de olduğunu belirtir, böylesi ilişkilerin olduğu kapitalist toplumda bu yanıyla iyi eğitim çokta gerekli değildir. Diplomaya dair söyledikleri ise tam da eğitimi sadece meslek edinme süreçlerine indirgeyen anlayışta olduğunu gösterir gibidir.

“Peter Thiel’in üniversite eğitiminin her zaman gerekli olmadığına dair görüşüne katılıyorum. Ancak bu, üniversite eğitiminin herkes için gerekli olmadığı anlamına gelmiyor. Öğreneceklerinizin büyük kısmını muhtemelen ilk iki yılda, çoğunu da sınıf arkadaşlarınızdan öğreniyorsunuz. Ders kitaplarını her zaman satın alıp okuyabilirsiniz. Kimse sizi bunu yapmaktan alıkoymaz. Günümüzde pek çok şirket üniversite diploması istiyor, çünkü üniversiteye başlayan ve azimle sonuna kadar devam edebilen birini arıyorlar ve onlar için gerçekten önemli olan bu. Dolayısıyla bu, kişinin hedefinin ne olduğuna göre değişiyor. Eğer kişinin amacı bir şirket kurmaksa, bunun için üniversiteyi bitirmesi gerekmez. Kendi durumuma gelirsek, ben üniversiteyi bitirmek zorundaydım; çünkü aksi takdirde ülkeden sınır dışı edilebilirdim.”

Musk, tüm insanların bir kalıptan çıkmış gibi eğitim alamayacağını, herkesin kapasitesinin ve ilgi duyduğu alanların farklı olduğunu söyler. İnsan duygularıyla insandır, üretim bandından çıkma mekanik bir varlık değildir, bu halleriyle farklı şeylerle ilgilenirler, öğrenme süreçleri ve öğrenim hızları da farklı farklıdır, eğitim süreçlerinde tüm bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyler.

Musk kendi aldığı eğitimden yola çıkarak sorun çözme teknikleri bağlamında oldukça başarılı olduğunu düşünür, çift dal alan birinin, hele ki fizikçi birinin bu yanıyla başarılı olması gayet doğaldır, bu konuda alçakgönüllü olmasına da gerek yoktur. Pek çok insanın göremediği şeyleri gördüğünü söyler, ötesi kendi deyimiyle bunun için çok fazla çaba da sarf etmemektedir. Sadece başkalarının göremediği gerçekleri gördüğünü söyler, gerçek konusuna fazla kafa yorar, olayın gerçekliği önemlidir, bunu kavramaya çalışır. Çözüme odaklı birisi için gerçeklik önemli bir faktördür.

Eğitim, algılama, gerçeklik, mantık tüm bunlar verili hayatın belli başlı konularıdır, ama felsefi, pedagojik anlamıyla bir girişimci olarak tüm bunlar Musk için ikincil sorunlar gibidir. Hangi gerekçeyle olursa olsun, o daha çok iş kurma, yatırım yapma, servet edinme konularına odaklanır, asıl uzmanlık alanı bunlardır.

İş kurma konusu sert rekabet ortamında elbette ki hafife alınacak kolay bir şey değildir. Musk’a göre birçok insanın sandığının aksine iş kurmak hiçte eğlenceli değildir, böyle olduğu zamanlar olsa da kriz ortamlarında berbat dönemler de vardır. Sadece iş kurmak değil, özellikle zor zamanlarda onu yönetmek de belirli riskleri barındırır. Bu bağlamda para kazanma ile girişimci olmayı birbirinden ayırır, ona göre daha en başta bu yönde tercih yapılmalıdır. Bir şirketin ayakta kalabilmesi için kar etmesi mutlak gereklidir, Musk daha fazla kar itkisinin yararlı ve iyi bir şey olduğunu ifade eder. Şirketin hedefini ise şu şekilde tanımlar:

“Kitleleri etkileme ve motive etme kabiliyeti bir şirketin başarılı olması için son derece önemlidir; çünkü bir şirket, bir ürün ya da hizmeti üretmek için bir araya gelmiş olan insanlar topluluğudur. Bu da bir şirketin amacını oluşturur. İnsanlar bazen bu temel gerçeği unuturlar. Eğer bir grup insanın şirkete dâhil olup ortak bir amaç doğrultusunda birlikte çalışmasını ve bu amaç için sonu gelmeyen bir mükemmellik duygusuna sahip olmasını sağlayabilirseniz, büyük bir ürün ortaya koymuş olursunuz. Büyük bir ürününüz varsa, birçok insan ürününüzü satın alacak, bu sayede de şirketiniz başarılı olacaktır.”

Şirketin başarılı olması elbette ki en başta yönetimsel bir sorundur. Başarılı işler profesyonel yöneticilerin işi değildir, bu yöneticilerin dürtüleri güçlüdür ama bunlar yaratıcılık ve içgörüden yoksundurlar, Musk böyle söyler. Bunu belirlemede kendince belli temel ölçütleri vardır. Tek tek insan faktörünü öne çıkarmaz, onları bir makinenin küçük bir dişlisi gibi görür, bu şekilde davranmaya teşvik eder.

Bir şirketin ayakta kalması piyasaya uygun işler yapmasıyla mümkündür, bu yanıyla tek tek insanların başarılı işler yapabilmesi de sürece uyması ile mümkündür. Böyle olsa da yenilik yapmak daha farklı bir ortam gerektirir, yeniliği destekleyen bir ortamın olması, bunun yaratılması önemlidir. Musk, Darwinci yöntemle yeniliğin evrimleşmesini sağlamak gerektiğini söyler, ona göre her şeyin evrim geçirmesine olanak tanınmalıdır.

Musk yeniliklere son derece açıktır, onu böyle tanımlamak eksik kalır, o yenilik yapmak için uygun ortam yaratan, bunun için mevcut piyasa koşullarında manevra yapan biridir. Yeni girişimcilerin olmadığı belli başlı sektörlerde faaliyet yürütür, hepside ileri teknolojiye sahip yenilik gerektiren işlerdir. Elektrikli otomotiv, güneş enerjisi, uzay, hyperloop, ilk dönemlerinde internet hep aynı kapsamdadır. Bu alanlarda şirket kurmak için yeterli girişimci her zaman pek yoktur, bunun olmayışı sert piyasa koşullarında en büyük engellerden biridir, yenilik gerektiren işlerde daha fazla yatırım ve sermaye gerektiği açıktır. Birçok kez darboğaza girse de Musk bu tür engelleri her defasında bir şekilde aşar.

Musk’ın anladığı anlamda yenilik yapmak için uygun koşulların olması gerekir, mevcudu topyekûn karşısına alan birinin daha fazla uğraşmak zorunda kalacağı açıktır. Bu bağlamda Musk, yapılan şeyin sistem bozucu bir değişikliğe yol açıp açmayacağının düşünülmesi gerektiğini söyler. Kademeli bir değişiklik çok büyük etki yapmayacaktır, öte yandan değişiklik eskisinden daha iyi olmalıdır, aksi halde kabul görmesi sorunlu olacaktır. Musk bu haliyle köktenci bir anlayıştan daha ziyade reformist tavır sergileyen bir politikacı gibidir. Bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki hep dünyayı değiştirmekten bahseder. Onun değişimden anladığı üretim süreçleri bağlamında mevcut üretim ilişkilerini değiştirmek değildir, sadece üretim araçlarını kapsar, teknolojik gelişmeye paralel olarak gelişecek değişimlerdir. O esas olarak kar, fayda hesabı yapan klasik bir burjuvadır, şöyle der:

“Her şeyin dünyayı değiştirmesi gerektiğini düşünmüyorum. Sadece şöyle düşünün: ‘Yaptığım şey olması gerektiği kadar faydalı mı?’ […] Yaratmaya çalıştığınız şey ne olursa olsun, bir şeyin mevcut duruma göre yaratacağı fayda, etkileyeceği insan sayısına göre değişir. Bu nedenle büyük fark yaratan ve küçük bir grubu etkileyen bir şey üretmek kadar, küçük bir fark oluşturan ama çok sayıda insanı etkileyen bir şey üretmenin de önemli olduğunu düşünüyorum.”

Böylesi bir teknolojik gelişme ile sıklıkla dünyayı değiştirmek istediğini söyleyen Musk’ın düşünce dünyası, politik öngörüsü de doğaldır ki aynı paraleldedir, yaptığı işlerde, yaşam biçiminde saklıdır. Politikanın hayata yön vermeye, teknolojiyi ve ondan önce de bilimi yönlendirmeye çalışması verili gerçekliktir. Güç iktidar ilişkileri bağlamında gücün yozlaştıracağını, mutlak gücün ise mutlaka yozlaştıracağını alıntılar yaparak açıklar. Musk bu sözleri yapay zeka bağlamında söyler, gelişen bu teknolojinin yakın zamanda kontrolden çıkabileceğini de öngörür.

Güç iktidar bağlamında tüm bunları söyleyen Musk’ın yaşantısına yakından bakıldığında gündelik hayatında, çalışanlarıyla ilişkilerinde sözünü ettiği şekilde o kadar da adil olmadığı görülür. Sözden çok yapılanlar önemlidir. Bir söyleşisinde şöyle söyler:

“Üç beklentiniz olmalı: Sabahları işe gitmeyi iple çekmelisiniz. Kayda değer bir maaşınız olmalı. Dünyaya olumlu bir etkide bulunmak istemelisiniz. Bu üç beklenti karşılanırsa, çocuklarınıza anlatacak bir şeyleriniz olur.”

Bunları söyleyen Musk’ın gündelik hayatı hep doludur, firmaları arasında geçer, ortalama altı, altı buçuk saat uyur, doğru uyku zamanını göz ardı etmez. Belli bir yaştan sonra öngördüğü eşiğin altına düşünce daha az üretken olacağını fark etmiştir. Ayrıca çocuklarına her zaman vakit ayırmaya çalışır, onlarla birlikte olmayı sever. Çocukları her zaman müthiş bulur, sevecendir, en çok mutlu olduğu anlarıdır. Onun için hayat sadece işten ibaret değildir.

Musk insanları ikna etmenin yolları konusunu epeyce dert edinmiş, yönteme dair yollar da aramıştır, bu konuda önerilerde de bulunur, çeşitli sorular sorarak işe başlanmasını tavsiye eder. Konu nasıl karşılanacaktır, mesaj ne olacaktır, insanlar buna nasıl tepki verecektir? Böylesi soru soran kişinin kendisi ne düşünüyordur? Bunlara doğru yanıtlar verildiğinde ikna etmek için doğru yoldasınız demektir, böyle söyler.

Öte yandan Musk eleştiriye açık bir insandır. Meyvesi çok olan ağaç taşlanır misali hakkında çokça yazılır. Bu yanıyla özellikle zor zamanlarında saldıran gazetecilere karşı hep toleranslı olur, ama sözünü de sakınmaz. Olumsuz geri bildirimlerle ya da eleştiri yazılarıyla ilgili bir derdi olmadığını söyler. Bunlarla fazla zaman harcamaz, buna gerek görmez. Hakkında yazılan yüzlerce yazıdan çok azına, sadece birkaç tanesine yanıt verir, derdi eleştiriler değildir, yazılanların yanlış olmasıdır, böyle söyler. Bir defasında dürüst, objektif gazetecilik yapmakla övünen dünyaca ünlü gazetelerden birine sitem eder, muhabirin adil ve tarafsız olduğunu düşünmüştük der. Ötesi önceki yazılanları okumamıştır bile, onlara güvenmiştir ama hayal kırıklığı yaşar, enayi yerine konduğunu söyler, çok üzülür. Işıltılı burjuva dünyasında ünlü ve çok paralı olmak her zaman o kadar da rahat bir hayat sürmek anlamına gelmez, uzaktan bakınca göz kamaştırıcı gibi görünse de yakın plan başka türlüdür.

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Michael Göring liest aus seinem neuen Buch

Hamburg Airport gibt Tipps zum Start in den Herbsturlaub