in ,

“AKP’li Belediyenin Oyun Ortağı ADFE!”

PSAKD Esenler Cemevi Başkanı Fahrettin Erdoğan

PSAKD Esenler Cemevi Başkanı Fahrettin Erdoğan

SEZGIN KARTAL

Esenler’in en eski Alevi kurumu olan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Cemevi’nin, yeni kurulan cemevinin hizmete gireceği anda saf dışı bırakılması, cemevinin açılışı dahi yapılmadan jet hızıyla Alevi Dernekler Federasyonu’na (ADFE) bağlanması ve AKP’li Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun Alevi kurumlarını karşı karşıya getirmesi gündemde.

Esenler’de, Belediye ile yürütülen mücadele sonucu kazanılan cemevi yeni tartışmaların kapısını aralıyor. AKP’li bakanların ülke genelinde cemevlerini ziyaret ettiği bugünlerde, Esenler Belediyesi’nin tashih ettiği cemevinin AKP’li belediyeye bağımlı olacağı eleştirileri yapılıyor.

Esenler’de ilk Alevi kurumsunuz sanırım?

Esenler’de 1995 yılında Pir Sultan kurulduğunda kurumun o zamanki niteliği daha çok Alevilerin demokratik haklarını savunmak, toplumumuzu yan yana getirmek, varlığını ifade etmek üzerine kuruluydu. Zaman içinde bütün inanç hizmetlerini görebilecekleri bir yere ihtiyaç oldu. İstanbul’da Yenibosna dışında cemevi neredeyse yoktu. İşgallerle birçok derneğimiz cemevi haline geldi. Esenler’de ise işgal edilecek yer yoktu.

Esenler’de belirli ölçüde Alevilerin ihtiyaçlarını karşılayacak cemevimizi hayata geçirdik. Fakat burası hem halkın yoğun ilgisi hem de cenazelerimizde olmak üzere ihtiyaçlarımızı karşılayacak konumda bir cemevi değil. Bu nedenle Esenler Belediyesi ve Tevfik Göksu ile çok sayıda görüşmeler gerçekleştirdik. Belediye Başkanı da cemevimizi her ziyaretinde cemevi yeri temin edeceğine dair sözler verdi. Tabii bu sürekli ertelenen bir vaatten öteye gitmedi. Biz de yüzlerce kişinin katıldığı eylemler düzenledik belediyenin önünde.

Cemevi talebi ekseninde 2015-2016 yıllarında 20 bin imza topladık. Eylemlerin de etkisiyle kira desteği sundular bir süre. Şimdi belediye ile hareket eden Anadolu Canlar ve Hacı Bektaş Veli Derneği o dönem cemevi talebine destek vermemiş olmalarına rağmen kira desteğinden faydalandılar.

Hatta 2019 yılında o derneklerden biri cemevi talebiyle belediye önüne yürüyüş düzenleyecekti fakat yapamadılar.

2019’da cemevi yapma fikri nasıl gelişti?

Aynı yıl yerel seçimler vardı ve belediyeden görüşme talebi geldi diğer iki kurumla bize. Gittik fakat kendi içimizde de daha önce yaşanılanlardan dolayı tartışmalar vardı: “Belediye Başkanı yalancıdır girmeyelim bu sürece” diye.  Yine de diğer dernekleri yalnız bırakmamak, AKP’nin güdümüne girilmesini nasıl önleyebiliriz yaklaşımıyla sürecin içinde yer aldık. Hem belediyeyle hem de üç dernekle birden fazla toplantılar gerçekleştirdik.

O dönem belediye yetkililerine kesin yer göstermedikleri takdirde ciddiye almayacağımızı ifade ettik. Belediye Başkanı kesin yapacağız sözü verdiği bir toplantıda “Bir etkinlik yapalım ve bunu bütün Alevilere de duyuralım” dedi.  Cemevinin yapılacağı alanı da gösterdi. 2019 Mart ayında beş bin kişinin katıldığı konser düzenledik ve Belediye Başkanı Tevfik Göksu cemevinin projesinin tanıtımını bizzat yaptı. Bir gün önce AKP’nin etkinliği vardı ve 400-500 kişinin olduğu salonda biz beş bin kişiyle etkinlik yaptık.

Seçim bitince süreç nasıl nasıl işledi?

Seçimler bittikten sonra ısrarla gösterilen alana tabela asılması ve inşaata başlanması için girişimlerde bulunsak da sürekli oyaladılar.

Geçen yıl (2020) Belediye Başkanı “Hazır bir yer var, size orayı yapayım” dedi. Yalnız cemevi olarak gösterdiği yer Esenler Belediyesi’ne değil İBB’ye ait bir mekânmış, bunu sonradan öğrendik. İBB, Esenler Belediyesi’ne orayı kiraya vermiş. Daha önce gösterdiği yer üzerinde nasıl bir rant düşünüyorlar bilmiyorum ama kurnazca, bir taşla üç kuş vurmuş oldu.

Diğer kurumlarla süreç nasıl yürütüldü?

Esas olarak rahatsız olduğumuz şeylerden biri bu. Biz kendi içimizde sağlıklı toplantılar yapamıyorduk. Belediyeden bağımsız karar alalım, cemevinin bütün detaylarını Alevi kurumları olarak belirleyelim dediğimizde karar alınmaması için özel çaba harcıyorlardı. Toplantılara, yönetimimizde olan canlarımızın da vakıf olması için gönderdiğimizde sürekli “Bu kim?” diye tepki gösteriyorlardı ve bu tartışma konusu oluyordu.

Mesela Alevi mücadelesinde yer alan, daha önce belediyelerle cemevi protokolü konusunda da deneyimi olan, sürecimizi de yakından takip eden bir arkadaşı çağırdık. Uzmanlığıdır diye protokol toplantımıza çağırdık. ‘’Bu kim?’’ dediler.

Arkadaşın hazırladığı taslak protokolü görünce de istediler. Çünkü belediye ve cemevi ayrımını çok iyi yapan bir protokol metni ortaya çıkmıştı. Hatta belediye de bu protokolü istedi bizden ve üzerinde bazı değişiklikler yaparak önümüze getirdi. Belediyenin eklediği maddeler arasında seçilecek 7 kişilik yönetime belediyede bir görevli atama da yer alıyordu, kabul etmedik.

Süreç sadece yöneticiler arasında mı yürütüldü?

Biz olabildiğince sürecin şeffaf yürümesinden yana tutum almaya çalıştık. Hem üyelerimizin hem de Alevi kamuoyunun bilgisi ve deneyimlerine dayanmasını istedik. Kurumlar arasında yönetimi oluşturmak demokratik teamüllere dayanması gerekiyordu. Kurumların yeni cemevini nasıl yöneteceğine dair de bir protokol yapalım ama bunun öncesinde herkese açık birkaç toplantı yaparak tartışalım dedik, kabul görmedi.

Biz üç kurumun eşit katılımını sağlayan, kadın ve gençlik meclislerinin özgün çalışmasını önemseyen, başkanın sürekli aynı kişi olmasının önüne geçen ve dönüşümlü yapılmasını sağlayan bir protokol hazırladık.

Hatta belirli periyotta toplanarak cemevinin yıllık faaliyetlerinde sözünün olması için bölgedeki yöre dernekleri, kanaat önderlerinin de içinde olduğu bir kırklar meclisini de ekledik. İnanabiliyor musunuz, bunların hiçbiri kabul görmedi.

Vay efendim kadınların, gençlerin çalışmalarına başkan nasıl müdahale edemezmiş, gençleri başıboş bırakırsan ne olacağı belli olmazmış vesaire diyerek karşı çıktılar. Ve önümüze şöyle bir seçenek getirdiler: Başkan üç yıl değişimsiz görev yapacak ve bütün komisyonların üzerinde tam yetkili olacak. Kurumlar arası dönüşüm olmayacak. Bu tıpkı ülke yönetimi gibi değil mi? AKP belediyesi ile iş çevirmenin sonucu onlara benzemişler.

Diğer kurumlarla sorun sadece cemevinin nasıl yönetileceğinden mi çıktı?

Hayır. Son gösterilen yerin İBB’ye ait olduğu ortaya çıkınca ilçede çeşitli konuşmalar da yapılmaya başlanmış. Hatta CHP’nin cemevini yaptırdığına dair duyumlar da… Bunlar cemevinin tadilatı devam ederken bir basın açıklaması yapalım ve Esenler Belediyesi’ne teşekkür edelim dediler. Açıklamada okunacak metni bize gönderdiler. Fazlasıyla belediye başkanına övgüler ve Alevi dilinden ve içeriğinden uzak bir metin olduğu için kabul etmedik. Sonuç itibariyle basın açıklamasında iki metin okuduk. Bizim metnimizde Alevilerin Türkiye’de yürüttüğü hak mücadelesini, Avrupa’daki kazanımlarımızı ve cemevleri yapan belediyelerin bunu lütuf gibi sunmaması gerektiğine dönük içerikler vardı. Bu çok fazla tartışma konusu oldu. Belediye ve bunlar, “lütuf” kelimesinden çok rahatsız olmuşlar ve bunu her yerde karşımıza getirmeye başladılar.

Cemevi yapma kararı Belediye Meclisi’nden çıkmıştı…

Evet, Meclis’ten ilk cemevi yapma yetkisi ve üç kurumla protokol imzalama kararı çıktığında hareketli bir süreç yaşadık. Başka bölgelerde benzer şeyler yaşandığı için hızla bunu protokole bağlayalım dedik. Belediye meclisinden geçen kararda dikkat çekici bir detay vardı. Diyordu ki “…yapılacak cemevi ile protokol 2024 yerel seçimlerinden sonraki ilk meclis toplantısına kadar geçerlidir.” Yani sizi sürekli kendisine bağımlı hale getirmeyi hedefliyor.

Belediyeyi anladık da diğer Alevi kurumlarıyla nasıl gerginlik çıkıyor?

Şimdi belediyenin koşulsuz savunucusu olan ve şimdi cemevine başkan olan kişi bütün toplantılarda rest çekiyordu. En son “Ben de kişisel olarak pek sevmiyorum seni esasında. Yolumuzun gereği, cemevi yapacağız, yeniden tek kurum oluruz diye uğraşıyoruz. Sevmiyorum ama ben niye rest çekemiyorum sana, çekmiyorum. Sen çekiyorsun ve hala buradasın? Nasıl oluyor, nasıl bu kadar rahat rest çekebiliyorsun?” dedim. Belediye Başkanı rest çekse bana, anlarım.

Normalde Belediye Başkan Yardımcısı, bu kişinin başkanı olduğu Anadolu Canlar Derneği’nin üyesiymiş. İlişkileri daha güçlü. Biz belediyeye bir eleştiri yapıyoruz, ses bu kişilerden geliyor. Nasıl bu kadar belediye savunucusu olurlar anlamadık.

Mayıs ayında Belediye Meclisi’nden yeni bir karar çıkmış

Asıl tezgâhın resmileşmiş hali o. İlk belediye meclisinden (14.06.2019) çıkan kararda Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Anadolu Canlar Derneği ve Hacı Bektaş Veli Derneği ile protokol yapılması yetkisi belediye başkanına verilmişti. Bu yılın mayıs ayında yapılan meclis toplantısında ise “Esenler Cemevi Derneği 17.05.2021 tarih ve 7037 sayılı dilekçesi ile önceki kararda ismi geçen derneklerin bir araya gelerek yeni bir dernek kurduklarını ve yer tashihini de içeren ortak hizmet protokolünün kendileriyle yapılmasını talep etmişlerdir. Esenler Cemevi Derneği ile ortak hizmet projesi çerçevesinde protokol yapmak için Belediye Başkanı ve yardımcısına yetki verilmesi uygun görülmüştür” diye bir karar çıkardırlar.

Bizim bu kurulan dernekten de belediyeye başvurusundan da haberimiz olmadı. Hem belediye hem de bu iki dernek (Anadolu Canlar ve Hacı Bektaş Veli Derneği) resmen bizim rızalığımızı almadan adımızı kullanarak düzenbazlık yapmışlar. Düşünebiliyor musunuz, dört duvar taş yapıyı elde etmek için nasıl da Alevi değerlerinden vazgeçiyorlar! Yalan söylemeyi, ele geçirmek için tezgâh kurmayı marifet sayıyorlar. Ve bunu yaparken bize de herkes derneğini kapatsın öyle cemevine gelsin diyerek Pir Sultan’ı Esenler’de kapatmak istediler. 26 yıldır Esenler’de onurla ayakta tuttuğumuz Pir Sultan bayrağını indirmeye çalıştılar.

Cemevinin açılışı olmadan Alevi Dernekler Federasyonu’na nasıl bağlandılar?

Oyun bitti mi? Bitmedi. Tezgâhın diğer ayağında Alevi Dernekler Federasyonu’nun (ADFE) da olduğunu öğrendik. Hacı Bektaş Veli Derneği de ADFE’nin birleşeni ve yeni kurulan Esenler Cemeevi Derneği’ni hemen bu federasyona bağladılar. Daha tadilat devam ederken ADFE yöneticileri yeni cemevini ziyaret ederek “Üyemiz Esenler Cemevi” diye paylaşımlar yaptılar.

Üç kurum arasında bu kadar sorun varken, AKP’li belediyenin bir sürü ayak oyunu varken ADFE’nin burada ne olduğundan haberinin olmaması imkânsız. Alevilik adına büyük laflar eden ADFE Genel Başkanı’nın Muharrem ayında “Bizim orucumuz aç kalmak değil, onurlu nefes almaktır…” paylaşımları yapıp Pir Sultan’a yapılan haksızlığa rıza göstermesini nereye koyacağız? ADFE Genel Başkanı Celal Fırat, AKP’li bakanların Türkiye genelinde cemevlerini ziyaret etmelerini bir televizyon kanalına değerlendirirken, Esenler ve Başakşehir’de AKP’li belediyelerin kendilerine cemevi teslim ettiğini övünerek anlatıyor. İzzettin Doğan’ın Cem Vakfı’nın devletle olan ilişkisini biliyorduk şimdi buna Celal Fırat’la ADFE mi ekleniyor sorusu önümüzde duruyor. Herhangi bir kurum kendisine bağlanmak için başvuru yaptığında gözü kapalı hemen üye yapılmaz. ADFE burada resmen AKP’li belediye ile bir olup Pir Sultan Abdal Cemevi’ni karşısına aldı.

Bakın aşure yaptılar her şeyini AKP’li belediye karşılamış. Cemevinin aşuresi değil de sanki AKP’li Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun aşuresi… AKP kendisine biat eden bir cemevi istiyordu, ADFE eliyle başardılar.

Karşı Mahalle

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

26 Frauen im September in der Türkei ermordet

„Stadtkultur am Mercedes-Benz Museum“