Dedeler Kazım Açıktepe, Erdoğan Arslan ve Gökmen Savak, Alevi inancında cinsiyet ayrımcılığının olmadığı belirterek, anaların posta oturamayacağını savunanlara tepki gösterdiler. Dedeler, “Alevi olup, kadını erkekten, erkeği kadından ayrı gören, cinsiyet ayrımcılığı yapan her kim olursa olsun ne Alevidir, ne pirdir, ne dededir. Kadın posta oturamaz diyen kişinin ikrarından haberi yok. Bu ötekileştirici söylem Alevi söylemi değildir” şeklinde konuştular.
Alevi inancında kadın, erkek eşittir. Ceme girildiğinde kadın erkek değil candır herkes. Fakat, iş pratiğe geldiğinde ise birçok sorunla karşıya kalınıyor. Bazı milliyetçi çevreler, “Kadınların (anaların) posta oturamayacağını” söyleyerek kadınları hedef alıyor.
Kureyşan Ocağı’ndan Kazım Açıktepe, Güvenç Abdal Ocağı’ndan Erdoğan Arslan ve Baba Mansur Ocağı’ndan Gökmen Savakdedeye analara yönelik asimilasyoncu, milliyetçi çevrelerin ayrımcı ve dışlayan tavrını sorduk. Dedeler, cinsiyet ayrımcılığının Alevi inancında yeri olmadığını belirttiler.
“BİZLERİ DOĞURAN, HİZMET YÜRÜTEN ANALAR, HER YERDE OLMALIDIR”
Kureyşan Ocağı‘ndan Kazım Açıktepe Dede, Alevi örgütlerinin bu konuda sınıfta aldığını söyledi. Bireysel olarak fikir beyan etmenin kıymetli olduğunu belirten Açıktepe, asıl görevin örgütlere düştüğünü kaydetti ve şöyle konuştu:
“Bunlar kanayan yaramız. Birçok örgütümüz var ve bu örgütlerin bu konuya el atması gerekiyor. Bu konuda yeterli beraberlik sağlanamıyor. Görev, bu örgütlere ve inanç kurullarına düşüyor. Bireysel olarak düşünce belirtmemiz kıymetlidir tabi ama öz itibarıyla örgütlerin söz söylemesi gerekiyor. Bizleri doğuran ana ise, bütün hizmetlerimizi gören ana ise, ananın her yerde yeri olmalıdır. Postada oturmalıdır. Bunun örneği mevcut. Kadıncık Ana var. Maraş’ta Elif Ana var. İnancımızda çok ana var. Genel merkezler bu konuda sınıfta kalıyor.”
“CİNSİYET AYRIMCILIĞI YAPAN HER KİM OLURSA OLSUN NE ALEVİDİR, NE PİRDİR, NE DEDEDİR”
Güvenç Abdal Ocağı‘ndan Erdoğan Arslan Dede ise cinsiyet ayrımcılığının Alevi öğretisinde yerinin olmadığını vurgulayarak, “Alevi olup, kadını erkekten, erkeği kadından ayrı gören, cinsiyet ayrımcılığı yapan her kim olursa olsun ne Alevidir, ne pirdir, ne dededir. Çok açık ve net. Cemde cinsiyet yok ise can var ise hak eden o posta oturur ve hizmet yürütür. Eğer hak ediyorsa o posta oturmayı ve talip de “Hak eyvallah” deyip kabul ediyorsa sorun yoktur. Bu inanç hiç kimsenin tekelinde değil. 800 yıl önce bu konuda söylenmesi gerekeni pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli söylemiştir. Kadın, erkek ayrımının olamayacağını, cinsiyet ayrımının olamayacağını; ‘Muhabbetin kazanı kaynar yanan ocağımızda, aslanlar ceylanlar oturur kucağımızda, burada erkek, kadın farkı yok, eksiklik, noksanlık senin nazarında’ demiştir. Bu çok açık ve net bir mesaj değil midir bize? Kadının saçının telinden mi rahatsız oluyoruz? Nefsimize mi hakim olamıyoruz da anayı pirden ayrı görüyoruz?” ifadelerini kullandı.
“BENİM HALAM ANA İDİ CEM YÜRÜTÜRDÜ”
“Cinsiyet ayrımcılığı yapan şahıs bırakın pir ve ana olmayı, Alevi olamaz” diyen Arslan, şöyle devam etti:
“Bunu şahsım adına söylemiyorum. Yolum adına söylüyorum. Bizi bir yerlere sürüklemek isteyen; kafamızı çölün kumuna gömmek isteyenler Alevi değil zaten. Kaldı ki Karadeniz’de Hakk’a yürüyen Emine Ana vardı. Benim halam olur kendisi. Emine Ana, cem yürütürdü, yol yürütürdü ve hüküm sahibiydi. Onun gibi niceleri var. Kadıncık Ana gibi tarihe damga vurmuş bir isim var.
“‘KADIN POSTA OTURAMAZ’ DİYENLER YOL’DAN, İKRARINDAN HABERİ YOK”
Kadıncık Ana’nın, Güzide Ana’nın vasfı nedir? Güzide Ana mürşit postuna oturmuş, mürşit makamındadır. Kadın posta oturamaz diyen kişinin ikrarından haberi yok. Bu ötekileştirici söylem Alevi söylemi değildir. Yurt dışında kaldığımız süre içerisinde bu tartışmayı ilk dillendiren bizler olduk. Anaların da mutlaka hizmette bulunması gerektiğini söyledik. Yolun bize verdiği hükme göre hareket ederiz. Yolumuzun düsturunu da savunmaya devam edeceğiz. Bunu tartışmak bile abesle iştigaldir.
21. yüzyılda yaşıyoruz. Camide kadınların namaz kıldırıp kıldırılmayacağı tartışılıyorken ya da Hıristiyan aleminde kadınların papazlığı tartışma haline gelmişken; Hakk’ı insanda gören bir inancın temsilcileri olarak bizler eğer kadını ötekileştiriyorsak; ya yolumuzdan haberimiz yok ya da güttüğümüz ikrardan haberimiz yok” şeklinde konuştu.
“ERKEK, DİŞİ SORULMAZ MUHABBETİN BAĞINDA”
Baba Mansur Ocağı‘ndan Gökmen Savak Dede de, posta yalnızca erkeklerin oturacağını söylemenin yol ehline yakışan bir söylem olmadığını ifade ederek, “Her şeyden önce şunu iyi bilmemiz gerek ki, Pir Hace Bektaş Veli, Horasan’dan Anadolu’ya geldiğinde, Pir’in Anadolu’ya geldiğini içsel anlamda hisseden ve bunu ilk Anadolu erenlerine bildiren Kadıncık Ana’dır.
Devamında ise güvercin donunda Anadolu’ya gelen Bektaş’a kapısını açan ve onu Pir Hace Bektaş Veli yapan yine Kadıncık Ana’dır. Kadıncık Ana bu anlamda Pir Hace Bektaş Veli’nin dediği gibi Pir’in eşitidir. Yol öğretisinden gelen kadın erkek eşitliği vardır. “Erkek dişi sorulmaz muhabbetin bağında” şiarı ile Alevi öğretisinde anlatılan Kadıncık Ana’nın mertebesi ve Hace Bektaş Veli ile arasındaki eşitçi yaşam biçimi, bize Alevi yol erkânında kadın erkek ayrımı olmadığını aktarmıştır.
“‘KADIN POSTA OTURAMAZ’ DİYEN YOL EHLİ DEĞİLDİR”
Sonuç olarak bu öğretinin bize verdiği düşünce ile kadın erkek ayrımı yapmak ve hakikat makamı olan posta “Sadece erkek oturacak” demek yol ehline yakışan bir söylem olmasa gerek. Kadın posta oturamaz söylemini söyleyen kişi de yol ehli olmasa gerek kanaatimce” dedi.