Çin’in kültür merkezi olan ve 3 bin yıldan fazla bir süredir kent konumundaki Beijing, 800 yıldan uzun zaman farklı hanedanlara başkentlik etti. Yuan Hanedanı’nın başkenti olduktan sonra Beijing’de büyük ölçekli başkent fonksiyonları oluşturma süreci başladı. Bu süreçte Siheyuan adı verilen avlulu konutlar inşa edildi. Bu konutlar zamanla Beijing’e özgü bir tarihi birikim oldu, çağın ve toplumun gelişmesiyle değerini yitirmedi.
Siheyuan, Çin’in geleneksel mimari tarzının bir örneğidir. Bu tip evlerin doğusunda, batısında, güneyinde ve kuzeyinde odalar bulunur, merkezinde ise bir avlu vardır, bu nedenle avlulu konutlar olarak adlandırılabilir. Dört yönlü ve simetrik olmasıyla istikrarı yansıtan bu tarz, Beijing’in mimari güzelliğinin tipik örneklerinden biridir.
Beijing’deki Siheyuan tipi evler, kent sakinlerinin halen yaşadığı konutlar olmakla beraber yerel halkın derin kültür özünü gösteriyor. Yapıların kırmızı ve yeşil renklere boyanması, eski Çin mimarisindeki en önemli dekorasyon yöntemlerindendir. Siyah tuğla ve gri kiremitlerle inşa edilen Siheyuan evlerinde kırmızı ve yeşil renkli kapı ile pencere ve koridor süslemeleri uyumu temsil eder.
Öte yandan, Siheyuan evlerinin dört köşesinde uğur getirdiğine inanılan figürleri bulmanız mümkün. Balık figürü şansı, maymun terfi edilmeyi, Anka kuşu uğuru ve karıkoca arasındaki uyumu, nar, üzüm ve su kabağı ise çok çocuklu olmayı simgeler. Yerel halk, bu desenleri dikkatle duvarlara oyar, kâğıt kesme eserlerini pencerelere yapıştırır, böylece güzel yaşam heveslerini anlatırlar. Siheyuanler birbirinden ilgi çekici renkli dekorasyonlar, oyma tuğla ve duvarlar, çiçekler, sıralı bitki ve ağaçlar ile donatılan, mimarinin örf ve adetlerle iç içe geçtiği evlerdir.
Beijing’in Siheyuanlerinde yoğun bir samimiyet duygusu hâkimdir. Komşular bu evlerin avlularında bir araya gelirler, satranç oynarlar, sebze temizlerler. Yüksek duvarlarla çevrili olduğu için mahremiyet hissinin verildiği konutların dört yanındaki evler birbirlerinden bağımsızdır. Siheyuanlerde hayatın en canlı olduğu zaman ailelerin yemek yedikleri zamanlardır. Bu saatlerde her evin penceresinden dışarıya yemek kokusu yayılır. Bu yoğun canlılık, diğer mimari yapılarda hissedilmez.
Beijing’in ara sokaklarında sadece sıradan vatandaşların oturdukları Siheyuanler bulunmaz, aynı zamanda toplumun önde gelen ailelerinin büyük konutları da yer alır. Beijing’in Shichahai bölgesinin kuzeybatısında yer alan Prens Gong Konağı, günümüzde en iyi korunmuş prens konağıdır. Birçok Siheyuanden oluşan Prens Gong Konağı, Beijing mimarisinin en iyi örneklerinden biridir.
Prens Gong Konağı’nın salonu, diğer odaları ve bahçesi simetriktir. Bu mimari düzen, dışarıya görkemlilik ve istikrar mesajı verir. Konağın yapısı, eski çağlardaki hiyerarşiyi ve konak sahibinin yüksek statüsünü gösterir.
Turistler, Prens Gong Konağı’nda gezdiklerinde konağın görkemine tanık olurken, ilgi çekici mimari tasarımı ve düzenine da hayran kalırlar. Özellikle Prens Gong Konağı’nın dört köşesinde bulunan toplamda 9 bin 999 yarasa deseni oldukça ilgi çekicidir. Yarasanın telaffuzu, Çincede mutluluk ile aynıdır. Bu nedenle bu desenler, uğur ve mutluluğu simgeler.
Prens Gong Konağı’nın yanı sıra Çin’in modern zamanlarının en ünlü düşünürü ve yazarı Lu Xun, ünlü Pekin Operası sanatçısı Mei Lanfang ve ressam Qi Baishi’nin eski konutları da Beijing’de tipik Siheyuan evlerindendir.
Başkentteki Siheyuan evleri, eski Beijing’in canlı örnekleridir. Beijing’in modern yapılarını gezmeyi tamamladıktan sonra Siheyuanleri gezebilir ve eski Beijinglilerin örf ve adetlerini yakından tanıyabilirsiniz.