CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çorum’da sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki göçmen sorununa ilişkin, “Kavganın kime ne faydası oldu, biz kaybettik. 24 saatte Emevi Camii’nde namaz kılacaktık, 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Şimdi Afganlar geliyor” diyerek toplumdaki ırkçı damardan beslenen cümleler kurmaya devam etti. Afganistan’da yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “En son Taliban dedi ki ‘Biz burada Türk askeri de istemiyoruz. Çıkın bizim topraklarımızdan’. Türkiye niye bu hale düşsün. Bu devletin bir onuru, şerefi yok mu? Dış politika bu kadar ucuz mu” diye konuştu.
30 yıldır havalimanı yapılıyormuş
Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Çorum’un demiryoluyla, denize buluşturulması lazım. Samsun, Çorum ve Mersin hattının yapılması lazım. Şu soruyu hep birlikte kendi vicdanımıza soralım; İstanbul’a kanal mı yapalım; Samsun, Çorum, Mersin demiryolunu mu yapalım? Hangisini yapalım? Hangisini yaparsak Türkiye kazanır? 27 buçuk yıl devlete emeğini veren, harcadığı her kuruşun hesabını vermekten çekinmeyen bir kişi olarak ifade edeyim; eğer siz Samsun, Çorum ve Mersin demiryolunu yaparsanız bunun ekonomiye çok ciddi, büyük katkısı olur. Kamyonlarla taşıyacağınıza demiryoluyla taşıyacaksınız, maliyeti düşüreceksiniz. Rekabet edeceksiniz. Dünyanın her tarafına ürününüzü daha ucuz fiyatla rekabet koşullarında gönderebileceksiniz. Bunu düşünmek için sadece ve sadece akıllı olmak gerekiyor.
Çorum’un bir havaalanı yok. Niye yok? Arkadaşlar söyledi, 1990’lı yıllarda temeli atılmış. 2021, havaalanının sadece yüzde 24,37’si bitmiş. Hani ‘Çorumlular iktidar partisine hiç oy vermedi’ desem, ‘böyle bir gerekçe var o nedenle yapmıyorlar’; yani bize oy verin ki biz yapalım. Çorumlular neredeyse silme iktidar partisine oy veriyorlar. Neden Çorum’u cezalandırıyorlar, neden bir havaalanı yok. Olması lazım, burayı orta Anadolu’nun cazibe merkezi haline getirmek mümkün. Dünyanın aynı alanda yatırım, üretim yapan ikinci fabrikası Çorum’daysa ve Çorumlu bunu yapabilecek bilgiye, beceriye sahipse o zaman bu havaalanı niye yapılmaz? Hangi gerekçeyle. Yine elimizi vicdanımıza koyup soralım: İstanbul’a kanal mı yapalım, Çorum’a havaalanı mı yapalım? Hangisini yapalım?”
Bir döneme kapatacağız dedi sermayeyi işaret etti
“Bir dönemi kapatacağız, bitecek. Türkiye’de yeni siyaset anlayışını, ahlaklı, hesap veren bir siyaset anlayışını, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını, hiç kimseyi kimliğinden, inancından, yaşam tarzından ötürü ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Kim alın teri döküyorsa, helalinden kazanıyorsa, kul hakkı yemiyorsa başımızın üstünde yeri vardır. Ana kuralımız bu. İki kırmızı çizgimiz var; bayrağıyla sorunu olmayan, vatanıyla sorunu olmayan, ‘bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir’ diyen herkesle kucaklaşmaya hazırız. Bayrağımız ve vatanımız için yeri geldiğinde canımızı veririz, eyvallah. Dolasıyla yeni bir siyaset anlayışını getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız.
Fabrikayı ziyaretten sonra bir grup iş dünyasının saygın insanlarıyla bir araya geldik. Bazıları umutsuzluklarını ifade ettiler, bazıları demokrasiden bahsettiler, bazı arkadaşlar vergiden bahsettiler, katma değerden, işçi-işveren ilişkilerinden bahsettiler. Her birisi kendi duyarlılığını ifade etti. Bana da doğal olarak sordular, ne düşündüğümü. Ben de kendilerine ne düşündüğümü bir şekilde ifade ettim. Sizinle dertleşeceğim.
Bu Anayasa’nın bugüne kadar değiştirilmeyen bir maddesi var. Devlet nasıl yönetilir, 5’inci maddesi. Bir devlet nasıl yönetilir? Bir devleti siyaset kurumu nasıl yönetmeli? Devlet bakidir, kalıcıdır. Devleti yöneten siyaset ise geçicidir. Devleti yönetmek üzere siyaset kurumuna yetkiyi millet verir. Sandığa gider, X partisi gelsin, devleti yönetsin. Ama o parti devleti, bu Anayasa’ya göre yönetmek zorundadır. Bunun öngördüğü kurallara göre yönetmek zorundadır. Şimdi bakalım, bu kurallara göre devletimiz yöneliyor mu?
5’inci madde, ‘Türk milletinin bağımsızlığını, bütünlüğünü koruyacak’ diyor. Devleti yöneten siyasi irade Türk milletinin bağımsızlığımı ve bütünlüğünü koruyacak. Bağımsızlık ne demektir? İki anlamı var; siyasi ve ekonomik bağımsızlık. Ekonomik bağımsızlığınızı koruyamazsanız siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız. O nedenle Gazi Mustafa Kemal’in iki temel ilkesi vardır. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ der, yani bayrağım altında özgürce yaşayacağım, hiçbir gölgeyi kabul etmiyorum. Ama ikincisi de yine Mustafa Kemal’e aittir; der ki ‘Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle perçinlenmezse siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız’. El aleme avuç açarsınız. O yüzden Mustafa Kemal ve arkadaşları, siyasi ve ekonomik bağımsızlığı beraber düşünmüşlerdir.”
“Hepsine nasıl bakacağız bunların”
“Türkiye mülteci, göçmen, sığınmacı ambarı değil kardeşim ya. Biz hepsine nasıl bakacağız bunların? Erdoğan açıklama yapıyor; ‘Finansmanı iyi yönettiğimiz için mülteciler Türkiye’ye alıyoruz, daha da almaya devam edeceğiz.’ Buyurun şimdi, kıyameti kopardık. Parti sözcüsü diyor ki ‘Bir tek mülteci bile almayacağız.’ Sen mi doğru söylüyorsun, Cumhurbaşkanı mı doğru söylüyor? En son Taliban dedi ki ‘Biz burada Türk askeri de istemiyoruz. Çıkın bizim topraklarımızdan’. Türkiye niye bu hale düşsün. Bu devletin bir onuru, şerefi yok mu? Dış politika bu kadar ucuz mu?”