Türkiye’de tutuklandıktan iki buçuk yıl sonra mahkeme tarafından yurt dışına çıkarma yasağı kaldırılan Hozan Canê, “Türkiye’deki cezaevlerinde sistematik işkence var. Fiziki işkence olmasa bile uygulamalar insanı çökertiyor. Cezaevine girdiğimde 58 kiloydum, çıkarken 37 kiloydum. Umarım uluslararası toplum bu konu üzerinde durur” dedi.
Gerçek ismi Saide İnanç olan ünlü sanatçı Hozan Canê, 2018 yılında Edirne’de gözaltına alındıktan sonra Kasım 2018’de “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanıp 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Edirne’de 2 yıl 5 ay tutuklu kaldıktan sonra Ekim 2020’de serbest bırakılan sanatçı hakkında mahkeme tarafından alınan “yurt dışına çıkma yasağı” dün kaldırmıştı.
Bugün uçakla Köln/Bonn Havalimanı’na inen Hozan Canê’yi kızı Gönül Örs ve sevenleri karşıladı.
Havalimanında Rûdaw muhabiri Ala Şali’ye konuşan sanatçı, “Rûdaw’a, Kürt ve Alman medyasına teşekkür ediyorum. Ben serbest bırakıldığım için mutluyum ama içeride hala binlerce siyasi rehine var, bu yüzden içim buruk. O karanlıkta benim gibi anneler, çocuklar kaldı. Arkamda birçok arkadaşımı bıraktım ve umarım bir an önce özgürlüklerine kavuşurlar. Benden daha masumlar ve hepsi rehine” dedi.
Hozan Canê cezaevindeki durumla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye cezaevleri çok kötü. Sistematik işkence var. Dayak ve fiziki işkence tok ama, açlık var, kirli bir ortam var. Fiziki işkence olmasa bile uygulamalar insanı çökertiyor. Mahkumlara karşı sitematik bir işkence var. Ben tutuklandığımda 58 kiloydum, serbest bırakıldığımda ise 37 kiloydum. Son olarak bir ay boyunca bir hücrede tutuldum. Ne yemek ne de su vermediler. Çok kötü bir yaklaşım var. Umarım Almanya, Avrupa ve uluslararası toplum Türkiye’deki cezaevleri üzerinde durur.”
Dava dosyasının henüz kapanmadığını hatırlatan Hozan Canê, “Hiç kimse Canê’nin şahsında Kürt kültürünü, dilini, şarkılarını susturamaz. Ne kadar zorlukla karşılaşırsak özgürlüğümüz için mücadele edeceğiz” diye konuştu.