Ali Kemal Hüseyin
Küba son 30 yılın en ağır ekonomik krizini yaşarken, birçok kentte protesto eylemleri patlak verdi.
Sanal ağlarda görüntüleri geniş bir şekilde yayılan eylemlerin, gün içinde spontane bir şekilde ortaya çıktığı iddia edildi.
Komünist Parti’nin yönetimindeki ülkede bu tür eylemler nadiren yaşanıyor. Genellikle sadece partinin eylemlerine izin veriliyor.
Eylemlerde “Kahrolsun diktatörlük” ve “Gitsinler” gibi sloganlar atıldı. Başkent Havana’ya 30 kilometre mesafedeki 50 bin nüfuslu San Antonio de los Banos kentinde binlerce kişi sokaklara çıktı. Yoğun askeri ve polisiye tedbirler alındı.
Havana’nın ünlü kıyı bulvarı Malecon’da yüzlerce kişi “özgürlük” sloganı attı.
Facebook ve Twitter üzerinde canlı olarak diğer bir çok kentte protesto eylemlerinin olduğu görüldü.
Covid-19 salgını ülkeyi ağır bir ekonomik krize sürükledi. Her gün Küba halkının gıda tedariki için uzun kuyruklarda beklemesi gerekiyor. Ayrıca ilaç kıtlığı yaşanıyor. Ekonomik zorluklar yetkilileri, ülkenin büyük bir bölümünde günlük olarak birkaç saatlik elektrik kesintisi yapmaya itti.
Küba hükümeti eylemler karşısında, devrimi “her ne pahasına olursa olsun” savunmaya hazır olduklarını bildirdi.
Bu ani protesto eylemleri üzerine Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel, devrimcilere “mücadele talimatı” verirken, şimdi ve önümüzdeki günlerde sokaklara çıkmaları çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı, „Enerjinin durumu buradaki bazı ruhları ısıtmış gibi görünüyor“ diyerek, elektrik kesintileri karşısındaki rahatsızlığı kabul etmekle birlikte, krizin sorumlusunun Amerikan yaptırımları olduğunu belirtti.
Miguel Diaz-Canel, „Sosyal ağlarda çok iyi para kazanan bir Küba-Amerikan mafyası var (…) Küba’daki durumu bahane ederek ülkenin tüm bölgelerinde gösteri çağrısı yaptı“ dedi.
ABD ile Küba arasındaki diplomatik ilişkiler, 2014 ile 2016 arasında kısa süreli bir uzlaşıdan sonra, Donald Trump yönetimi ile birlikte en alt seviyeye indi. Önceki ABD Başkanı Trump, 1962’den beri yürürlükte olan ambargoyu güçlendirmişti.
ANF
