in

Öztrak: Ağar’ın bakanlığınızdaki yeni görevi nedir?

„Ağar’ın bakanlığınızdaki yeni görevi nedir? Yetkisi nedir?“

CHP Sözcüsü Faik Öztrak

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Mehmet Ağar’ın Yalıkavak Marina hakkındaki ‚Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır‘ sözlerini hatırlatarak „Ağar’ın bakanlığınızdaki yeni görevi nedir? Yetkisi nedir?“ diye sordu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın sözleriyle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı: 

„Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar „Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır“ diyor.

Mevcut İçişleri Bakanı S.S.e soruyorum; Ağar’ın bakanlığınızdaki yeni görevi nedir? Yetkisi nedir? Devlet krizi dediğimiz tam da budur.“ 

Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Yalıkavak Marina hakkındaki tartışmalara ilişkin „Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır“ sözleriyle yanıt vermişti. 

Cemil Çiçek, Sedat Peker’in iddiaları için konuştu: Binde biri bile doğruysa…

Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek

Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, organize örgüt lideri Sedat Peker’in yayınladığı videolarda dile getirdiği iddialarla ilgili konuştu. İddialar için „Binde biri bile doğruysa felaket ve sıkıntıdır“ diyen Çiçek „devlete güveni sağlamak“ için savcıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Geçmişte TBMM Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı olarak görevler üstlenen, AK Parti’nin kurucu üyelerinden olan, halen de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Cemil Çiçek, organize örgütü lideri Sedat Peker’in videoları ile ilgili kritik açıklamalarda bulundu. 

DW Türkçe’den Değer Akal‚ın sorularını yanıtlayan Çiçek, gündeme damgasını vuran iddialar için „Binde biri bile doğru ise felaket ve sıkıntıdır. Binde birken önünü alamazsanız, bu yüzde bir, sonra onda bir olur, sonra bir bakarsınız ki bütün vücudu kaplamış. Türkiye bu konuda yeteri kadar geçmişte tecrübe sahibi oldu. Gerekli ders çıkartılarak gereğinin yapılması lazım“ diye konuştu.

Çiçek’in açıklamaları şöyle:

Türkiye gündemi son aylarda devlet ve bürokrasi konusunda ilginç gelişmelere, tartışmalara sahne oluyor. Bir süre önce, cemaatlerin ve tarikatların siyasette, ordu ve emniyet gibi kurumlarda giderek daha ektin hale gelmesi tartışılıyordu. Son haftalarda öne çıkan konu, suç örgütü lideri olarak hüküm giymiş Sedat Peker’in videolarıyla yeniden ülke gündemine oturan mafya- siyaset ilişkileri… Siz, Türkiye siyasetinde 1980’lerden itibaren birçok önemli görev üstlenmiş, deneyimli bir siyasetçi, eski adalet bakanı ve bir hukukçu olarak, bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunlar aslında sadece bugünün sorunları değil, 100 yıllık tarihimize baktığımızda, dönem dönem daha görünür hale gelen bu sorunlara kaynak teşkil eden nedenleri, üç kayıt dışılık başlığı altında toplamak mümkün. Birincisi kayıt dışı ekonomi, ikincisi kayıt dışı siyaset, üçüncüsü de kayıt dışı din. Türkiye’de işlerin daha iyiye gitmesi, sıkıntıların en azından asgariye inmesi için şeffaflık üzerinde durulması, kayıt dışılığa son verilmesi gerekmekte.

Şeffaflığa vurgu yapıyorsunuz, neden önem taşıdığını biraz açabilir misiniz?

Şeffaflık yoksa yeteri kadar demokrasi de olmaz. Çünkü şeffaflığın olmadığı yerde ekonomide, siyasette ve dinde kayıt dışılık olur. Kayıt dışılığın olduğu yerde adaleti ve güveni yeteri kadar tesis edemezsiniz. Türkiye’de en büyük sorunlarından birisi aslında devlet sorunlarına partici gözüyle bakılmasından kaynaklanıyor. Oysa devlet sorunu olan bu köklü sorunlar konusunda geçmişteki hükümetler de yeterince özeleştiri yapmadı. Özeleştiri yapılmadığı, köklü sorunlara köklü çözümler getirilmediği için de hep geçici çözümler bulunmuş olunuyor.

‚TÜRKİYE BU GÖRÜNTÜLERİ HAK ETMİYOR‘

Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker’in videoları, ortaya attığı vahim iddiala gündeme damgasını vurmuş durumda. Size göre, devlete olan güvenin bu kadar zedelenmesi ülke için tehlikeli değil mi?

Türkiye bu sıkıntıları, bu görüntüleri hak etmiyor. En önemli mesele, devlete güven meselesidir. Devlete güven sarsılırsa bir çok şeyi yerli yerine oturtamazsınız. Devlete güven yoksa ne doğru dürüst kalkınma ne doğru dürüst demokrasi olur ne de başka türlü kökleşmiş sorunlar çözüme kavuşturulur. Bu nedenle kayıt dışı vurgusunu yapıyorum. Devletin bilgisi ya da denetimi dışında olanların hepsi kayıt dışıdır. Bilgisi var ve denetimi dışındaysa bu da aynı kapıya çıkar. Bu bir gün mafya örgütü olarak ortaya çıkar, bir gün de Gülen gibi dini cemaat terör örgütü olarak ortaya çıkar…

‚BİNDE BİRİ BİLE DOĞRUYSA…‘

Sedat Peker videoları ile kamuoyuna yansıyanların yüzde biri bile doğru olsa bu çok korkunç. Sizce de değil mi?

Binde biri bile doğruysa felaket ve sıkıntıdır. Binde birken önünü alamazsanız, bu yüzde bir, sonra onda bir olur sonra bir bakarsınız ki bütün vücudu kaplamış. Türkiye bu konuda yeteri kadar geçmişte tecrübe sahibi oldu. Gerekli ders çıkartılarak gereğinin yapılması lazım.

‚SAVCILARIN HAREKETE GEÇMESİ LAZIM‘

Gelinen aşamada, kamu otoritelerinin, yargının yapması gerekenler nelerdir?

Videoları seyreden, gazetede okuyan ilgili savcı ya da savcıların harekete geçip gereğini yapmaları lazım. Devlete güveni sağlamak açısından bu gereklidir. Bu boyuttaki iddiaları savcılar araştıracak, gerçek neyse ortaya çıkartacaktır. Suç teşkil eden bir şey varsa, evvela yargı makamlarının harekete geçmesi lazım. Bu bahseliden konular şikayete bağlı suçlar değil. Ceza hukukumuzda şikayete bağlı suçların sayısı Avrupa Birliği süreciyle alakalı olarak azaltılmıştır. Savcılar, bu iddialar hakkında haberdar oldukları an itibariyle, bu iddialarla ilgili soruşturma başlatmaları gerekiyor. Basında yeteri kadar yer buldu, görmüşlerdir… Suç varsa iddianame tanzim edilir, suç yoksa takipsizlik kararı verir. İddialar doğru değilse de elbette biz gereğinin yapıldığını görür, ‚yalanmış esası yokmuş‘ deriz. Ama yargının görevini yerine getirmesi gerekir.“

Karar

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

CHP Hamburg ve Schleswig-Holstein Birliği’nden Bayram Mesajı

Politik in Hamburg