Bu çok kuvvetli öykünün sahibi Serhat Karaaslan, aynı zamanda filmin yönetmeni. İlham kaynağı ise, tanıdığı politik bir mahpus ve birbirlerine yazdıkları mektuplar.
İşiyle idealleri arasında bocalayan genç adam Zakir, bir hapishanede mahkûm mektuplarını denetlemektedir. Bir gün bir mektubun içinde bulduğu fotoğraftan çok etkilenir. Zakir’in fotoğraftaki hüzünlü yüzde sezdiği şey gerçek mi yoksa paranoya mı? Birilerini takip ettiğimizi, gözetlediğimizi düşündüğümüz anlarda, başka birileri de bizi takip ediyor ya da gözetliyor olabilir mi? Gerilim, drama, mizah gibi pek çok unsuru bir arada barındıran filmde izleyip göreceğiz.