in ,

Eleştiri Notları -9

Faik Baysal: Ateşi Yakanlar

"Yazarlık sürecine bakıldığında, eserlerine topluca gözatıldığında öylesine yetkin ve güçlü bir kalemin böylesine dalkavukluğu neden ihtiyaç duyduğunu insan anlayamıyor."

Samimi söylemem gerekirse ki bu bir özeleştiri anlamına gelir, bu eserini, bu romanını okuyana kadar ne sağcı, ne solcu, ne Apocu, ne Kemalci, sadece Faik Baysalcı bir edebiyatçı olduğumu kamuoyuna ilan etmiştim. Zira o zamanlar Faik Baysal‚ın sıradan bir Kemalist olduğunu bilmiyor, onu ciddi bir edebiyatçı olarak değerlendiriyordum.

“Ateşi Yakanlar” İzmir’in işgali yıllarını anlatır. Bol bol gavurlar, yazarın orada burada kullandığı, düşman pezevenkler vardır. Kasım 2009’da ilk baskısını yapan roman üstadın ölümünden sonra yayınlanmış. Yazarlık sürecine bakıldığında, eserlerine topluca gözatıldığında öylesine yetkin ve güçlü bir kalemin böylesine dalkavukluğu neden ihtiyaç duyduğunu insan anlayamıyor.

Şevket Süreyya Aydemir gibi, aslında bilinen sıradan her Kemalist yazar gibi vatan, millet, sakarya edebiyatı yapıp, Kurtuluş Savaşı’na eleştirel hiçbir yönden bakamayan bir zihniyetin edebiyatının da dar, devletçi, edebiyata uzak olacağı gerçeğini görmek gerekiyor.

Faik Baysal estetiği bir Sabahattin Ali, Orhan Kemal kadar yakın tarihe eleştirel bakış açısına uzak. “Ateşi Yakanlar” yayınlanma olgunluğuna uzak, bizim meşhur dalkavuklar silsilesine bir an bile düşünülüp tartışılmadan alınacak, yazar adına utanç verici bir çalışma.

Yazarın geçirdiği gelişim evreleri, memleket sorunlarına detaylı yaklaşamama, bir edebiyatçının kuşanması gereken o meşhur aykırı duran, muhalefet eden, başkaldıran zırha uzak oluşu onu getirip böyle ucuz bir roman yazmaya itmiş.

Romanda işgalcilerle çarpışan çeteler var, askeri birliklerin yerel halkla milisleşip kurtuluş savaşı ateşini yakmaya çalışanlar var. oldukça yüzeysel, sıradan, sonu önceden belli, edebiyattan çok propaganda var. Yazar bu romanı hangi kafayla niçin yazdı sorusu var.

Edebiyat değeri olmayan ama yazarın edebiyat anlayışını belirginleştirip ortaya çıkaran, onun adına utanç verici bir leke gibi yapışan çıkmayacak bir ucube “Ateşi Yakanlar”. O dönemin edebiyatçıları şükür geride kaldı demiştik, edebiyatçıların bugün çok şükür edebiyatın ne anlama geldiğini bildiklerini söylemiştik. Ne büyük bir yanılgı.

Büyük bir hayal kırıklığı romanı okurken hissettiklerim. Faik Baysal‚ın Kemalizme ihtiyacı neden? Memleket sorunlarına bu denli dar yaklaşma neden? Bu cehalet, bir edebiyatçıya yakışmayan adeta milliyetçi bir kafayla dönemi böyle sığ sahiplenme neden? Demek ki yazarlar da değişebiliyorlar. Artık kesinlikle Faik Baysalcı olmadığımı, sıradan bir edebiyatçı olmaya çalıştığımı, ideolojimi soranlara yüksek sesle yanıtlarım.

25.01.2012

05:40

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Deutschland und Argentinien verstärken Klima-Kooperation bei der industriellen Düngemittelherstellung

EU und Japan vereinbaren „Grüne Allianz“