in , ,

AP’den AB’ye sert Türkiye eleştirisi

HDP’ye kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmeye yönelik AP Türkiye Raportörü ve AB-Türkiye Delegasyonu, birliğin Erdoğan rejimine karşı kesin tavır almamasını ‘yanlış ve tehlikeli’ olarak nitelendirdiler.

AB-Türkiye ilişkilerinin de ele alınacağı AB Konseyi zirvesiyle aynı dönemde yaşanan sert insan hakları ihlallerinin endişe verici olduğu vurgulanan açıklamada, Ankara ile yeni bir ‘pozitif ajandanın’ açılabilmesi için insan haklarının müzakerelerin temeline oturması gerektiğinin altı çizildi.

Türkiye ile ilişkilerin ve politikaların da tartışılacağı Avrupa Birliği (AB) Konseyi zirvesi öncesinde yapılan açıklamada, birliği Türkiye’de yaşanan baskılara rağmen sessiz politikası eleştirildi.

Açıklama, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ile AB-Türkiye Parlamenterler Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky tarafından yayınlandı.

AB-Türkiye ilişkilerinin de ele alınacağı AB Konseyi zirvesiyle aynı dönemde yaşanan sert insan hakları ihlallerinin endişe verici olduğu vurgulanan açıklamada, Ankara ile yeni bir ‘pozitif ajandanın’ açılabilmesi için insan haklarının müzakerelerin temeline oturması gerektiğinin altı çizildi.

Son günlerde Türk hükümetinin insan hakları ve hukuk devletini ciddi bir biçimde olumsuz etkileyecek adımlar attığının dile getirildiği açıklamada, birçok baskıcı politikaya dikkat çekildi. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararı, HDP’ye kapatma davası açılması, Selahattin Demirtaş’a AİHM kararından hemen sonra hapis cezası verilmesi ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ile meclis içinde gözaltına alınması buna örnek gösterildi.

KOMİSYON VE KONSEY’E ELEŞTİRİ

AB’nin dış ilişkilerden sorumlu yüksek temsilcisi Josep Borrell’in demokratik yükümlülüklere uyulması çağrısının hatırlatıldığı açıklamada, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Erdoğan ile görüşmelerine dikkat çekildi. Açıklamada, Michel ve Von der Leyen’in geçtiğimiz günlerdeki görüşmede insan hakları ihlallerine yer vermemeleri de ‘hayret verici’ olarak nitelendirildi.

Michel ve Von der Leyen’in bu görüşmeye ilişkin Pazartesi yayınladıkları ortak beyanda insan haklarının durumuna daha fazla yer verilmesi gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, “İnsan hakları Türkiye’ye yönelik bundan sonraki eylemlerin pozitif mi negatif mi olacağını belirleyecek anahtar element olmalıydı” denildi.

TÜRKİYE’YE YANLIŞ VE TEHLİKELİ MESAJ VERİLİYOR

AB Konseyi ve Komisyonu’nun Türkiye’ye yönelik bu pasif tavrına tepki gösterilen açıklamada, “Türk hükümetine verilmekte olan mesaj yanlış ve tehlikelidir” ifadesine yer verildi. Açıklamada, “Bu tür bir iletişim şekli AB’nin güvenilirliğine ve uluslararası imajına ağır zarar verirken, umutla yüzünü AB’ye dönen Türkiye’deki AB yanlısı ve demokratik geniş kesimleri kıracak türden bir mesajdır” denildi.

İLKELER KURUMLAR İÇİN BAĞLAYICI

AB anlaşmasının 21’nci maddesine atıfta bulunulan açıklamada, bu maddede belirtilen değer ve ilkelere dayanan bir dış politikanın başta AB Konseyi olmak üzere birliğin tüm kurumlarını bağlayıcı nitelikte olduğu hatırlatıldı.

‘İNSAN HAKLARI REALPOLİTİK’E KURBAN EDİLEMEZ’

Doğu Akdeniz’de AB üyesi ülkeler ile Türkiye arsındaki gerginliğin azaltılmasına yönelik çabaların desteklendiği de belirtilen açıklamada, Türkiye ile iyi ilişkilerin önemine değinildi. Ancak açıklamada, “Fakat, Türkiye herhangi bir üçüncü ülke olmadığı ve doğrudan AB’ye aday bir ülke olduğundan, bu ilişkiler her ne pahasına olursa olsun diyerek yürütülemez” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, son olarak, “İnsan hakları ve hukuk devleti, ‘Real politik sunağına kurban edilemez’” denildi.

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Wie soll sich die EU gegen ungebührliche Einmischung von Drittstaaten wehren?

„Klimaschutz stärken, Datenschätze heben, Wertschöpfung erhalten“